Değerli kardeşlerim, ey “ben insanım” diyen dostlar! eğer hayatta hayırlı işler mükafat ile, şer işler de ceza ile karşılık bulmazsa hayat yaşanmaz hale gelir. Unutmayın iyi ile kötü, sevap ile günah, helal ile haram kavramını bir kenara attığımız zaman hayatın tadı kalmaz.İnsanın mutluluğu ve mutsuzluğu için bir değer kalmıyor.
İki insan düşünelim biri insanlık leyine çalışma ve çaba sarf edip, bu konuda mesaisini harcıyor, insanların derdine deva arıyor, bir diğeri de her fırsatta insanlığa bir bela çıkarıp, başkasının malına ve canına sıkıntı veriyorsa; bozulmamış vicdan bu iki şahsiyeti iki kefeye koyamaz. Birine iyi deyip rahmetle, minnetle anarken, diğerine kötü deyip ona karşı mesafeli davranıyor. Aynı şeyi kimi kavim ve o kavimlerin oluşturduğu devletler için de söyleyebilirsiniz.
İsrail oğullarının karaktersizliklerini anlatan Kur’an-i Kerim kimi Arapların küfür konusunda çok şedit olduklarını beyan ediyor.
Bu gün Kur’an’ın mucizesi olduğu gibi hayatta tecelli ediyor, İsrail yapılabilecek en büyük zulmü yapıyor ama en büyük desteği de başta Arap ülkelerinden alıyor.
Kur’an’ın ifadesiyle Hz.Musa (as)’a “Gidin sen ve Rabbın savaşın” diyen İsrail oğulları 40 yıl sahrada sersem sersem cezalandırılmışlardı, acaba bu günkü zulümleri karşısında tekrar ona benzer bir cezayı hak etmiyorlar mı?
İki kuruşlu aklı, üç kuruşluk vicdanı, beş kuruşluk imanı olan hiç kimse bu cezalandırmaya gerek yok diyemez/dememelidir diye düşünüyorum.
Aynı Yahudiler bugün üç bariz suç işliyorlar; ikisiyle Allah’a iftira ediyorlar, diğeriyle de haddini aşıyorlar.
Allah tarafından “üstün ırk” olarak yaratıldıkları söyleyerek Allah’ın adil vasfına saygısızlık yaparak Allah’a iftira ediyorlar,
Ard-i mev’ud hikayesiyle de Allah’a iftira ediyorlar.
70 yıldır Filistin halkına yaptıkları zulüm bu son Gazze saldırısıyla ayyuka çıktı. Hatemül Enbiya Hz.Muhammed sellellahu aleyhi vesellem diyor ki; “Küfür devam eder, zulüm devam etmez” dolayısıyla bu zulme “dur!” demek lazım, bakalım bu şeref kime, hangi lidere, hangi devlete nasip olacak?
He şu hale bakın, aman Allah’ım!
Binlerce çocuk öldürdü,
Binlerce kadın öldürdü,
Binlerce masum insan öldürdü,
Hastaneleri yıktı, camileri yıktı, okulları yıktı…
Yüzlerce doktor/sağlık personeli öldürdü,
100 civarında basın mensubunu öldürdü,
Gazze’yi ablukaya almış susuz, elektriksiz ve aç bırakıyor.
Gazze’ye yüz tonlarca bomba yağdırdı… insanlık hala ne bekliyor vallahi anlamış değilim.
Demek ki Yahudiler az ama Yahudi dostları, Yahudi karakterli kimseler çok,
Müslümanlar çok ama Müslüman karakteri insanlar az, ya da ellerinde imkan yok.
Bizim halkı Müslüman olan ama Yahudi karakterli kimseler tarafından idare edilen devletlerin yönetimlerini emin ellere vermek için yeni bir hareket başlatmamız lazım.
Peki ne ceza vereceğiz?
Onu devlet olarak tanıyan devletlerin tamamı bu tanıma kararını geri çekmeleri lazımdır, elzemdir. Bu durumda onun yapılan tüm anlaşmalar hükümsüz kalır.
*Aslında bir devletin sınırı belli değilse o devlet değil, yani bu tanıma kararları zaten kendiliğinden hükümsüz duruma gelmiş bile.
Hiç kimse onlarla herhangi bir alış veriş yapmayacak, ne insani, ne ticari, ne de askeri.. ne varsa tüm anlaşmalar askıya alınmalıdır.
40 yıl süre içinde dünya huzurunda:
Bin tövbe edip Siyonist aklı çöpe attıklarını,
Onlar da diğer insanlar gibi Allah’ın sade kulları olduklarını,
Ard-i mevud uydurma düşüncelerinden vazgeçtiklerini dünyanın huzurunda yemin ederek kabul edip, edebinde duracakları vaadini verseler onlar da normal insan muamelesi yapılabilir.
40 yıl sonraya kadar kim öle kim kala…belki bu Siyonist düşünceye sahip kimselerden hiç biri kalmaz da dünya bir beladan kurtulmuş olur.
Haydi ya Allah benden söylemesi, bu fetva caizdir, onula amel etmek vaciptir.
Eyüphan Kaya
Müslüman Dünya Medya Grubu Genel Yayın Yönetmeni.