Ülkesini, Milletini, İstikbalini düşünen biri sorun ve sıkıntılarını öteleyemez, örtbas edemez.
Çünkü yaşayan her mesele büyür, gelişir, kök salar gün gelir kontrolden çıkar.
Ben gayretli bir vatandaş olarak yakından bildiğim, sıkıntısını yaşadığım Kürt meselesinin çözümü için her fırsatta çalıştım, çaba sarf ettim, hala da dillendirmeye ve çözümü için kafa yormaya çalışıyorum.
Öyle dert edindim ki artık rüyalarıma giriyor.
Birkaç gün önce bir Kürt konferansına davetli olduğumu rüyamda gördüm. Söz sırası bana gelince şöyle kısa ve öz bir konuşma yaptım.
“Ben duyarlı Kürt vatandaşlarımdan şunları talep ediyorum.
1-Kürtçe konuşun, yazın, selamlaşın, özünüzden uzaklaşmayın.
2-Ülke bütünlüğü içinde Yasal ve Anayasal düzeyde Kürt meselesinin çözümü için her fırsatta mücadele edin.
Sakın ola ayrılıkçı olma, federatif yapı oluşturma gibi oluşması zor taleplerle vakit öldürmeyin.
Bu ülke bölünürse Kürt tarafı Suriye, Irak’a dönüşecek, Türk tarafı da suyu çekilmiş bir domates durumuna dönüşüp Yunanistan, Bulgaristan gibi küçülecek, büzülecek.
Yani bir bedenin ikiye ayırması gibi. Kaç milyon Kürt Ortadoğu’da yaşıyor? onun peşine düşmem, ama kahır ekseriyet, Kürtlerin gövdesi Türkiye’de yaşıyor, bunu biliyorum.
Unutmayın elin gavuru Kürtlere devlet kurdurmaz, olsa olsa kukla bir yönetim ile sizi sömürürler.
3-Sakın sakın silahlı mücadeleye tevessül etmeyin! Yeryüzünde büyük küçük silahlı tüm oluşumlar arasında bir organik bağlantı var.
Daha yakın tarihe kadar ülkemizin meşru hükümetlerine karşı dahi homurdanan askerlerimiz olmuyor muydu? Darbeler, darbe girişimleri, balans ayarları ifadelerini az mı duyduk.
Silahlı örgütlerin ortak patronları var. Onlar istese savaştırırlar, isteseler durdururlar.”
*Allah Söyletiyor Arkadaş
Bu rüyamı birkaç dostumla değerlendirdikten sonra köşeme taşımak istedim.
Çünkü ben sadece Kürt vatandaşların değil, tüm vatandaşların bu düşünceme destek vermesini istiyorum.
Ey vatandaşım sorunlarını başkasına havale etme; ben düşünmesem yoktur deme, meşhur ifade ile “Tozu halının altına süpürmekle ev temizlenmez.”
Hele bir az etrafımıza bakalım. Buyur gidin Endonezya’ya, yönetim mekanizmasını inceleyin.
*265 milyon insan nasıl birada yaşayabiliyor?
*Buradaki sorunlar orada neden yok?
*Bizim insanımız mı mutlu, onların mı mutlu?
Unutmayın bu Kürt meselesinin çözümü birçok açıdan ülkemizin önünü açacaktır.
*Ülkemizde birlik beraberlik pekişecek,
*Siyasetimiz rayına oturacak,
*Ekonomimiz bir hamle yapacak,
*Cezaevlerimiz yarı yarıya boşalacak,
*İnsanlarımız az daha mutlu olacak,
*Bağrı yanık annelerimizin dualarını alacağız,
*Geleceğe dönük korku ve kaygılarımız azalacak.
Hani her fırsatta “82 milyon insanı idare etmek kolay değil” diyenler oluyor ya. Aslında hiç de zor değil, eğer ADALET ile hüküm ederseniz dünyayı idare edersiniz, benim kanaatim budur.
ADALETİ ayakta tutmak dileğiyle.