Hangi derdimi anlatayım bilemiyorum ama ben bu yazımı Mardin’e ayırmayı düşünüyorum. Güneydoğu Anadolu’nun serhat şehirlerinden biri olan Mardin.
Malum yarım asırdır GAP hayalleriyle yatıp kalkan şehirlerimizden biri de Mardin’dir.
O GAP projesi ki irili ufaklı 50 küsur barajdan oluşuyor.
O GAP projesi ki milyonlarca vatandaşımızın hayallerini süslüyordu/süsleyecekti.
O GAP projesi ki bölgenin verim katsayısını beşe ona katlayacaktı,
O GAP projesi ki tersine göç oluşturacaktı,
O GAP projesi ki helalinden zenginlik olacaktı, sıhhat ve huzur oluşturacaktı.
*Aslında GAP projesi tamamlansaydı ülkemizin elektrik ihtiyacının yarısı bubarajların önünde kurulan hidroekeltrik santrallerden karşılanacaktı.
Gelen giden bu vaatlerle vatandaşı oyaladı, bundan umudunu kesen vatandaş yer altı sularına yöneldi. Maalesef Diyarbakır’da 100 metreden çıkan su 200 metrelere inerken, 30 yıl önce Mardin’de 30-40 metrede çıkan su bu gün 400-500 metrelere inmiş duruma geldi.
Şu su koyularının bir ölçüsü bir sınırı da yok, kontrolsüz açılan koyuların yarın ülkeye, bölgeye ne tür sorunlar getireceğini de bilemiyoruz. Bildiğimiz bir şey var, her geçen yıl sular daha derine kaçıyor.
Özellikle Mardin’de TEDAŞ ile üretici arasında had safhaya ulaşmış bir soruna dönüştü bu su sorunu. Bir yandan ekilen tarlalar, imdat çekerken, diğer yandan cereyanın kesilmesi sonucu insanlar ve hayvanlar susuzluktan ölüyor.
Geçende bir vatandaş iki gündür su içemeyen hayvanlarını ve susuzluktan ölen koyunlarını videoya çekerek paylaşmıştı, bir de şöyle diyordu “görün ey millet görün! susuzluktan düştüğümüz hale bakın, bir de diyorlar ki Reis’in emridir, yahu Reis kazandı diye babam üç hayvan kurban etti, bu haktan reva mı? Biz devlete ne zarar verdik ki bizi bu şekilde cezalandırıyorlar”
Ayrıca bildiğim kadarıyla ülkemizin mısır üretimi 2/7oranında Mardin’de yapılıyor. Yetkililerden aldığım bilgilere göre; “Mardin’de hububattan sonra ikinci ürün olarak Mısır üretiliyor ve yıllık 2 milyon ton mısır üretiliyor. İhracat bazından düşünülürse 410 milyon dolara tekabül etmektedir, bunun 10 milyon doları çiftçiye elektrik masrafı olarak katkı verilse devletimiz zara mı edecek?”
Eğer bu soruna bir çare çözüm bulunmazsa, başta vatandaşlarımıza verilen sıkıntı olmak üzere çok yönlü sorunlar oluşacak. Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu(MTDF) Başkanı Mehmet Şerif Öter’den aldığım bilgiye göre baraj suyuyla Mısır sulanırsa dekar başına masrafı 100 lira tutarken, elektrik ile sulandığında bu masraf 1000 lirayı buluyor. Bu sıkıntıya acilen bir çare bir çözüm bulmak lazım.
Kontrolsüz su koyularının açmak da sorudur, canı isteyenin istediği araziye su koyusu açmalarına da bir sınırlama getirilmesi gerekir. Bu da GAP projesinin bir an evvel tamamlanmasıyla mümkündür.
Mardin’in Kızıltepe ilçesine yıllardır bas bas bağırarak bir çevre yolu isteniyor, sözüm ona projeye alınmış ama bir türlü yapılamadı.
Zaman vatandaşı görmezlikten gelme zamanı değildir,
Zaman vatandaşı cezalandırma zamanı değildir,
Zaman yapılması gereken işi erteleme zamanı değildir,
Mardin’de selam ver ey devlet! Vatandaşı yaşat ki devlet yaşasın, vatandaş şu anda nefes almakta zorlanıyor, sen TEDAŞ paralarının peşine düşmüşün.
Haberimiz var ki nice haramzade işadamlarının borçları dahi olağan dışı kararlarla siliniyor, bu vatandaşlarımıza da bir jest yapmanızı istemek çok mudur?
Haydi ya Allah En kısa zamanda müjdeli bir haber bekliyoruz.