Bu ülkenin siyaseti değişiyor,
Bürokrasisi değişiyor,
Hizmet anlayışı değişiyor,
Vatandaşa bakış açısı değişiyor,
Daha açık bir ifadeyle Ülkenin Yönetim Sistemi değişiyor…
Bazıları hala o eski günlerin hayalleriyle hülyalarını süslüyorlar, bir yerlere umut bağlıyorlar.
*Silah destekli siyaset yapmanın peşinde olanlar var,
*İnanç ve Kültüre meydan okuyan parti programları var,
*Halkın huzurunu dert edinmeyen siyasetçi tipi ile artık siyaset yapanlar var.
Zaman değişimine direnmenin zamanı değildir, tam tersine değişime ayak uydurmak lazım tıpkı Ak Partinin yaptığı gibi, eksik aksakları yok mu? var tabi o da verimsiz muhalefetin sayesinde bunu yapıyor.
HDP şöyle düşünebilir, nasıl olsa tıpkı CHP gibi kendime yetecek kadar seküler laik bir taban oluşturmuşum, bu seçmen kitlem zaten çantada keklik, son birkaç seçimdir %10 baraj sorumun da yok, ittifaklar da var dolayısıyla bu siyaset tarzına devam edeceğim, nereye kadar götürebildiysem. Bana ne vatandaşın hizmeti ve huzur?
Bu da bir tercihtir ama verimsiz bir tarzdır, üretken değildir, sloganiktir, kandan besleniyor, çözüm üretici bir vasıf taşımıyor ve bu siyaset tarzı belki de “haramdır” diyebilirim, ama HDP helal haram kavramlarıyla barışık olmadığı için yine onlar için fark etmiyor olabilir.
Bir zamanlar CHP’nin askeriyeden medet umarak siyaset yaptığı gibi HDP’nin PKK’ye dayanması siyasi açıdan sıkıntılıdır. Çünkü PKK örgüt olarak miadını tamamlamış, ya günün şartları içinde değişim dönüşümü kabul edip sivil hayatla barışacak, yada dağlarda derelerde üçer beşer ölmeye devam edecek. Bu bir tehdit değil insani bir uyarıdır, şu anda var olan bir durumdur, algı değil olgudur, ama bunu görmeyenler var o ayrı mesele.
Halk, PKK’nin başka başka maksatları olduğu, Öcalan’ın devlet nezdinde bir rolü olduğunu artık biliyor. Gelecek seçimlerde bunlar siyasiler tarafından yüksek sesle seslendirilecek, HDP bu eleştirilere dayanır mı dayanmaz mı? Orasını kedisi düşünsün!
Parti programında “Kadının beyanı esastır” ifadesi var,
LGBT’lilere kocaman bir paragraf ayılmış,
İslam kelimesi sayfalarca programın içinde geçmiyor,
Büyük küçük kavramı yer almıyor “heval” kavramıyla herkese eşit gözle bakıyor,
16 yaşından sonra çocukları politize etmek istiyor ve bu şekilde mesleksiz ve mesnetsiz, kendine boyun eğmek zorunda olan bir nesil yetiştirmek istiyor.
Yarın öbür gün itibarlı bir siyasetçi,
*LGBT’lilerle aranız nasıl Ey HDP?
*Daha ne kadar kadını özgürleştireceksiniz, ailelerin dağılmasına sebep olacaksınız?
*Bu çocuklardan ne istiyorsunuz, dağa giden çocuklarla aranız nasıl?
*Sizin Kur’an-ı Kerime olan düşmanlığınız nereye kadar devem edecek? diye HDP’ye sorular yöneltilirse, bu eleştiriye o Demokratik İslam Kongresi(DİK) dahi dayanamaz bilesiniz!
Halkın maddi manevi huzurunu dert edinmeyen bir siyasi partinin yeni sistemde ayakta kalması düşünülemez, benim kanaatim budur.
O zaman yapacağı şey şudur bence;
Kendi kendini feshedecek,
Yeni bir parti ile halkın huzur ve mutluluğuna endeksli bir program eşliğinde siyaset arenasına çıkacak,
Partinin temel taşları konumunda olup, karanlık sayılan kimseleri yeni partiye almadan daha makul insanlarla yoluna devam edecek. Bunu yaparsa halkın teveccühünü kazanabilir diye düşünüyorum.
İsterse de 19 Ekim kuruluş yıl dönümüdür, tilili ederek kendi kendine gelin güvey olmaya devam edecek.
Benden söylemesi.