Türkiye Cumhuriyeti bir şekilde paldır küldür bu günlere kadar geldi, ama artık böyle gitmesi olası gözükmüyor. Kendini yenilemesi, özeleştiriye tabi tutması ve hakikate yanaşması lazım. Bu hem kolay hem zor ancak zor olması kadar da zorunlu.
Nedir hakikat?
1-İslam Hukuku ile barışık hale gelecek,
2-Kürt meselesi çözülecek ve dünya Kürtlerinin hamiliğini yapacak,
3-Sosyal devlet anlayışını yeteri kadar yaygın hale gelecek.
Bir az açalım;
Şöyle bir düşünelim halkı Yahudi ya da Hıristiyan olduğu halde İslam hukuku ile idare edilen bir ülke söyleyebilir misiniz?
Peki bu toplum kahır ekseriyet Müslüman olmasına rağmen neden Alman, İtalyan, Fransa ve İsviçre ülkelerinden getirilen kanunlarla idare ediliyor? Yargının “Türk Milleti” adına deyip karar vermesi göz boyamaktan ibaret değil mi? Buna başta Türk vatandaşlarımızın itiraz etmesi gerekmiyor mu?
TBMM yasama organı olarak bu çarpık yasalara neden bir ayar vermiyor/veremiyor?
***
Faiz, Kumar, Zina, İçki serbest, Kadının beyanı esas, Süresiz nafaka haksızlığı ve Genç evlilik mağdurları hangi kanunların marifetiyle oluyor? Halkı Müslüman olan bir toplumda bu haksızlıkları ve hadsızlıkları kim ne hakla yapıyor?
Bu yasaların arkasında durmak Allah’a meydan okumak değil mi? Artık İslam’ın değerleriyle barışık bir düzenlemeye gitmenin zamanı geldi de geçiyor.
***
Malumunuz Cumhuriyet döneminde Kürt vatandaşlarımıza emsalı görülmemiş sıkıntılar yaşatıldı, dilleri yasaklandı, hala da tam olarak resmen Kürtçe tanınmıyor, bir vatandaş grubunun kendi öz vatanında bu kadar gadre uğraması haktan reva mı?
Bir an evvel Kürt vatandaşlarımızdan devlet adına özür dillenmeli ve pilot okul düzeyinde iki dilli eğitime geçilmeli, Suriye ve İran’daki Kürtlerin destekçisi olarak bir rol üstlenmeli ve Irak Kürdistan bölgesinin devletleşmesinin arkasında durmasını deklere etmelidir.
***
Sosyal devlet anlayışı meselesine gelince hiçbir vatandaşının aç ve açıkta kalmayacak şekilde bir uygulamaya gidilmeli. Öyle ki hali vakti yerinde olan bir vatandaş başını yastığa koyduğu zaman aç bir vatandaşın olmadığı kanaati hasıl olsun.Varlık sahibi vatandaşların da vergisini seve seve vermesine fırsat verilsin.
Aç olan bir kimseye, ya da açıkta kalan birine “hele bir az sabret” diyemezsiniz.
***
*Ben bunu üç maddeye indirgedim ama inanın bu üç madde dikkate alınırsa 103 sorunumuz kendiliğinden çözülür diye düşünüyorum,
Mesela;
*İslam dünyası ve Müslüman dünya(*) nazarında varlığımız bir başka hissedilecek,
*Artık HDP-CHP-MHP bu haliyle bu programıyla siyaset yapamayacaklar,
*AK Partinin içindeki hırsızlar arsızlar deşifre edilip cezalandırılacaklar,
*Birleşmiş Milletler dahi kendine çeki düzen verecek,
*Vatandaşlarımızın huzur ve mutluluğu artacak,
*Cezaevlerimiz büyük oranda boşalacak,
Dolayısıyla devlet de, millet de işine bakacak.
O zaman da ülkemizin büyüme hızı artacak.
Bundan iyisi can sağlığı “Büyük Türkiye geliyor” demenim sebebi budur.
Bu kadarlık uz görüye dahi sahip olmayan her kimse benden uzak dursun!
Müsaade edin bu ülke hak ettiği konuma gelsin.
Benden söylemesi
Vesselam.