Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Sınavı olan PISA 15 yaş grubu öğrencilerini kapsıyor, ama hepsi bu sınava girmiyor, öğrenci nüfusuna göre belli sayıda öğrenci bu sınava giriyor, okullar kura ile belirleniyorlar. Genelde 8. ve 9. Sınıf öğrencileri bu tür sınavlara giriyor.
Bu öyle bir sınav ki, ülkeler orada karnelerini görüyor, ona göre talebelerini geleceğe hazırlıyorlar. Eğer senin öğrencin dünya ölçülerine göre gerilerdeyse yarın büyüdüğünde yine dünyayı geriden takip edecek demektir.
Artık eskisi gibi zaman kaybına sebep olup, ekonomik maliyetli olan araştırmalara gerek yok, bir ülke başka bir ülkenin PISA sınav sonuçlarına bakarak hakkında bilgi ediniyor.
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programının katılımcı ülkelere sağladığı birçok faydalar vardır.
Hanı bir çırak bir elbise diker ve derki: “elbise dediğin böyle olur” derken usta çıkı verir derki: “bu ne arkadaş, telis gibi üzerinde duruyor.”İşte PISA sınavları da böyle bir şey galiba. Sen eğitim öğretimini beğenirsin de bir de dünya ile birlikte yapılan sınavda durumun nasıl acaba işte bu sorunun cevabını ancak PİSA ile bulabiliriz.
Ben ne kadar hızlı olursam olayım yarıştakiler benden daha hızlı olduktan sonra ne yazar, değil mi?
Adamın biri berber koltuğundayken berbere sormuş: “saçlarım fazla ağarmış mı?” Berber: “az sonra tıraşımla birlikte önüne dökülecek göreceksin” demiş, işte PISA sonuçları şapkamızı önümüze koyup düşünme fırsatını verir bize.
Üç yıl ara ile yapılan bu sınavda 2003,2006 sınavlarına göre Ülkemiz 30 OECD ülkeleri arasında sondan ikinci olduğuna göre demek ki anlama yetimiz zayıf, düşünme; analiz ve sentez yapma kabiliyetimiz gelişmemiş.
Yapılan tespitlere göre;
1-Zümreleri iyi çalıştıramıyoruz, öğretmenlerimiz biri diğerinin tecrübelerinden faydalanmıyor.
2-Dersleri daha çok ezbere anlatıyoruz, öğrenci analiz ve sentez yapamıyor.
3-Başarısızlığın ana sebebi öğrenci olarak görüyoruz, halbuki bir başarısızlık varsa öğrenci en son sorumlu tuta bileceğimiz nesne olmalı,
4-Soru sorma tarzımız yanlış, genelde kısa, zor ve formüle dayalı sorular soruyoruz, bir kısmı da oradan buradan soru topluyor.
5-Öğretmenlerimizin kendini yenileyememe sıkıntısı var, müfredat değişimi olduğu halde öğretmene kendi özel bir uğraş vererek yani müfredata hazır hale gelmesiyle olur.
6-Ülke olarak da eğitim-öğretime bakış açımız iyi değil maalesef, “okuyup da ne olacak diyenlerimiz bile var”
7-Ailelerimiz ,velilerimiz ve kamuoyumuz çok ilgisiz…
Bunlar sorunlarımız sıkıntılarımız çözüm faslına gelelim:
1-Bir ara var olan Şiddetle Mücadele Eylem Planını tekrar uygulamaya çalışmalıyız, eylem planında belirtildiği gibi;
*Tüm idarecileri,
*Rehber öğretmenleri,
*Öğretmenleri,
*Velileri belli konularda eğiteceğiz.Diyeceksiniz ki bu çok ciddi bir iş doğrudur ama eğitim öğretim zaten en ciddi sorunlarımızdan biri değil mi? Bu eylem planıyla epey mesafe alacağımıza inanıyorum.
2-Toplumla ilgili çalışmalar konusunda İçişleri bakanlığına sunduğumuz bir eylem planı var onun gereğini yapmak lazım eğitim öğretime paha biçilmez bir katkı yapacağına inanıyorum.
3-Zümre öğretmenlerin çalışmalarını aktif hale getireceğiz çünkü öğretme usulünü bilmeyen öğretmenlerimiz var maalesef bir yıllık eğitim öğretimin programına kaynaklık edecek bir zümreyi geçiştirecek olursak verimimiz de kısır olur.
*2003 te bir zümreye başkanlık yaptım 3 saat sürdü fevkelade verimli geçti kıdemli bir öğretmen olarak o toplantıdan çok etkilendim, yararlandım idareci olduğumdan bu yana o şekilde yapılan bir zümreye şahit olamadım.
4-Okulumuzun misyon ve vizyonu hakkında tüm çalışanlarımızın bilgi sahibi olması ,herkes kendine düşen rolü yerine getirmesi lazım.Bunun için de aynı zamanda yasal olarak da zorunlu hale getirilen stratejik planın okullar düzeyinde gerçekçi bir içerikle hazırlamak gerek.aksi takdirde günlük uygulamalarla okula gidip gelmek başarı getirmez.
Ben eğitim öğretimin iç yüzünü bilen bir eğitimci olarak bu çalışmaların zor olmadığına inanıyorum.
5-OGYE ekibinin aktif bir şekilde çalışması okul başarısına ayrı bir katkı getirir. Bir zamanlar böyle bir proje vardı, umarın bu gün daha iyisi var.
Başarı dileklerimle hayırlı bayramlar, mutluluklar dilerim.
İnovasyon:Bir mal yada program üzerinde ufak tefek değişiklikler yaparak verimli ve çekici hale getirmek anlamını taşıyor.
OGYE:Okul Toplumunu temsilen Planlı Okul Gelişimi’nden sorumlu bir ekiptir.
Tabi arada zaman geçti katılımcı ülke sayısı 30’dan 81’ çıkmış, biz de nispeten ortalarda bir yerdeyiz.
Eyüphan KAYA