Malum devletin iki türlü asıl etki alanı var; biri hizmet alanı diğeri ise hükümranlık.
Şimdiye kadar gelen giden hükumetler daha çok hizmet konusunda yarıştılar ve bu yarış Ak Parti ile epey bir fark attı, bu yönüyle tebrik etmek lazım, fakat hükümranlık açısından sadece sistemin etrafında dolaşıldı, defalarca anayasa değişikliği yapılsa da o derin aklın ürünü olan kırmızı çizgilere pek dokunulmadı, adı üzerinde Türkiye işte zamanın cumhurbaşkanının “bir onbaşı kadar hükmüm yok” diyen bir ülkeden bahsediyoruz.
Cumhuriyetin Yeni Yüzyılı vizyonuna bakın orada dahi hükümranlığa dokunacak açık ve net ifadeler pek bulamadım. Özgürlük falan diyor ama, net değil. Yani “bu ülke ikinci yüzyılını Kemalizm ile yaşayamaz” gibi bir ifade bulamadım.
Düşünün 12 Eylül darbe cuntasının çıkardığı bir anayasa var, bir türlü onu iskeletine dokunamıyorlar, ilk dört maddeden tutun, 42.maddeye kadar, 66.maddeye kadar hala duruyor. Halbuki bu anayasayı çıkaranlar Darbeden dolayı mahkeme önüne çıkarılıp suçlu bulundular, peki bunların çıkardığı anayasa da şaibeli duruma düşmez mi?
İşte böyle diken üstünde günü birlik yürüyen bir devletin geleceği için hükümranlığına dokunması gerektiğini dile getiren bir babayiğit çıkmış ve “Ben cumhurbaşkanı olsam bu sisteme çeki düzen vereceğim” diyerek, göğsünü gere gere bunları dillendiren bir Cumhurbaşkanı adayı var “onur ittifakı” adayı Yaşar Aydın.
*Kürt meselesini çözeceğini,
*Sosyal devlet anlayışını daha adil duruma getireceğini,
*Adalet mekanizmasını daha işler hale getireceğini,
*Devleti Aliyeyi Osmaniye'nin yönetim tecrübelerinden yararlanacağını,
*Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını bir marka haline getireceğini,
*Bu sistemi tamamen değiştirerek Kurucu Meclisin ruhu, İstiklal Marşının teması ve Veda hutbesiyle barışık hale getireceğini söylüyor.
Şehir, şehir, belde, belde gezerek açık ve net bir şekilde halka anlatıyor.
Bir yılı aşkındır Anadolu’yu adım adım gezip halk ile selamlaşan bu vatan evladı birilerinin çarkına çomak sokma gibi bir durumun oluşmasına sebep olabilir diye karanlık bir hücre harekete geçip iki defadır kendisine su-i kast düzenliyor.
Mardin’de arabası kurşunlandı, Adana civarında da arabası alev aldı, saniye farkıyla canını kurtardı.
Özellikle ikinci olayda hem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hem de Ana muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisini araması da bana bir huzur verdi, demek siyaset sahnesinde rekabet var, ama yeri geldiğinde birbirini sahiplenmeyi de bilmek lazım.
Seni karanlık adam seni, sen kimin adına çalışan bir piyonsun ki böyle gayretli bir delikanlıya, dertli bir vatan evladına, halkımızı düşünen bir memleket sevdalısının canına kast ediyorsun? Senin o azı dişlerini sökerim haberin olsun. Türkiye eski Türkiye değildir. 85 Milyon vatandaşıyla bir bütündür, bunu bilesiniz.
Lamı cimi yok yakında yakayı ele vereceksin, imkanın varsa yakalanmadan ülkemden kaçsan iyi olur, senin gibilerine ayıracak zamanımız yok, biz ülkemizi ikinci yüzyılında bu devleti dünya çapında yaşanır bir ülke haline getirmek için bir çalışma ve çaba içindeyiz, bizim işimiz var. Yakalanırsanız seni bu tür tuzaklara yönlendirenler seni tanımazlıktan gelecekler bilesiniz, o sana verilen vaadlerin yerde kaldığını görmektense bir an evvel kaç derim.
Yüz yıldır bu millet sizin gibilerinin yüzünden hep korku, kaygı ve endişe yaşadı. Artık yeter! 15 Temmuz darbe teşebbüsünde senin ağababaların hak ettikleri dersi aldılar, hala bir ibret almadınız mı?
Onur İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Yaşar Aydın’a geçmiş olsun dileklerimi iletirken, durmak yok yola devem diyorum.Keşke 6’lı masa da sizin denginizde bir aday çıkarsa da cumhurbaşkanımızla birlikte üç aday yarışsanız, vatandaş iyinin daha iyisini seçse fena mı olur?
Ne yazık ki 6 masa eski parlamenter sistemin peşine düşmüş, yani bu toplumun yüzde 52’sini karşısına alarak siyaset yapıyorlar, ben bazen diyorum ki milyarı sıfırla çarpmak gibi bir siyaset yapıyorlar. Eğer iyi düşünceleri olsa da bu parlamenter sistem talebi bir ejderha gibi hepsini yutar sonuç fiyasko!
Tekrar Yaşar Aydın beye geçmiş olsun, başarılar dilerim, Yaşar Aydın sahipsiz değildir, yüzbinlerin gönlünde yeri olan bir değerdir.