16 Bakanlığı değerlendirmeye aldığımız zaman bazı bakanlıkların başarısızlığı ayan beyan öne çıkıyor.
1-Milli Eğitim bakanlığı,
2-Aile ve Sosyal Hizmetler bakanlığı,
3-Enerji bakanlığı
Tabi bu demek değil ki diğer bakanlıklar vatandaşın gözüyle başarılıdır, ama bir yazıya fazla gelir diye onları başka zamana bırakıyorum.
Milli Eğitim bakanlığı, başında milli kavramı olan iki bakanlıktan biri olmasına rağmen, temel değerlerimizle bir türlü barışık duruma gelmedi.
Gerçek tarihle,
İslam diniyle,
Pozitif kültürümüzle,
Dilimizle bir türlü barışık hale gelemedi.
Fulbriht anlaşması denen bir bela var, 1950’li yıllarda Kahire’de imzalanmış ve ABD’nın dominant olduğu bir komisyon tarafından idare ediliyor.
4+4=8 kişilik bir komisyonun marifetiyle iş görüyor, bu üyelerin 4 tanesi Türkiye vatandaşı, 4 Tanesi de Amerikan vatandaşı, ancak oylar eşit çıkarsa ABD konsolosu ne derse o oluyor. Gerisini siz düşünün, yani daima Amerika’nın dediği oluyor!
*Çocuklarımıza yaş kapasitelerine göre Dilimizi de, Dinimizi de, Kültürümüzü de, Tarihimizi de anlatamıyoruz. Dolayısıyla 12 yıl mecburi eğitimden sonra nitelikli bir insan karşımıza çıkmıyor.
Aile Sosyal Hizmetler bakanlığı Aileye huzur getirme adına kayda değer bir çalışma ortaya koyamadı. İşi gücü kadını çalışmaya teşvik etmek ve evi anne şefkatından mahrum duruma getirmek, bir anlamda bilerek ya da bilmeyerek Feminizme hizmet etmektir.
Baksanıza annelere verilen kreş desteğinin şartı annenin çalışmasıdır. Yani evlat yetiştirme adına çocuğuna bakan anneye destek yok, ama maaş alan anneye kreş desteği var. Ya da kendi çocuğuna bakan kimseye destek yok ama çocuklarını bırakıp karşılıklı birbirinin çocuklarına bakan annelere destek var.
Ki çalışan annelere desteğin de kimlere verildiği belli değil benim kızım ikiz annesi ve çalışan olmasına rağmen 300 lira doğum desteği dışında hiçbir destek kendisine verilmedi.
Ayrıca İstanbul sözleşmesi gerekçesiyle çıkarılan yasalar olduğu yerde duruyor, sözleşmenin reddine rağmen yasalar yürürlükte ve bakanlık bunun için adım atmıyor.
Ya Enerji Bakanlığına ne demeli? ben Fen bilimleri uzmanı bir vatandaş olmam hasebiyle enerji türleri hakkında bilgi sahibiyim,
Elektrik enerjisi,
Rüzgar enerjisi,
Biyoenerji,
Güneş enerjisi,
Doğal gaz/fosil yakıtı enerjisi,
Nükleer enerji sık sık duyduğumuz enerji türleridir.
Tabi ki bunları en önemlisi Nükleer enerjidir, doğal gaz da şu anda kullanıyoruz, son zamanlardan olmasaydı iyiydi.
Ülkemizin konumuna göre güneş enerjisinde ve rüzgar enerjisinden yeterince yararlanamıyoruz.
Ama bir enerji türü var ki vatandaşın korkulu rüyasıdır. Ki o da elektrik enerjisidir.
Vatandaşa kesilen haksız cezalar, elektrik kesintileri, aboneye elektrik verilmeyişi hangi açıdan ele alsanız elinizde kalıyor.
Bizim köyümüzde yaşanan bir hadiseyi anlatayım.
Görevli diyor ki, “ben ceza yazmayacağım, Allah hatırı için bu kaçağı hangi kablo ile yaptın?”
Malum bir Müslümanın buna karşı yanlış cevap vermesi düşünülemez ve vatandaş kullandığı kabloyu getiriyor. Bunun üzerine ceza yazmayacağım diyen adi herif 11 BİN lira ceza vatandaşa yazıyor.
Herhalde bundan daha vahim bir durum yok. İşte bu bakanlık sıkıntılarıyla hep gündem oluyor?
Vatandaş olarak sessiz mi kalalım yani?
Enerji bakanlığımız var canım! Bakanlık ki ne bakanlık baksanıza nasıl vatandaşı limon gibi sıkıyor?