2018 yılında Birleşmiş Milletler(BM) güvenlik konferansına katılmıştım, birkaç oturumu can kulağıyla dinledim, baktım ki ileri sürülen ifadeler hep beşer aklının tezahürüdür. Derken söz hakkı istedim ve dedim ki; “bu BM “ilahi öğretiyi” tanımıyor, dünyayı insan aklıyla idare etmek mümkün mü? İnsan gördükleri ve duyduklarıyla hüküm veriyor, bir de göremedikleri ve duyamadıkları var.” Toplantıya Umman’da katılan bir Profesör, daha konuşmam bitmeden araya girdi ve dedi ki; “hocamın bu talebini deklarasyona koyun.”
Korkarın burada da benzer bir durum başımıza gelir ve Netanyahu’ya sembolik bir ceza verilir, ya da birkaç yıl hapsedilir,
Adalet divanı acaba bu işin faillerine nasıl bir ceza düşünüyor, çünkü zulüm o kadar büyük ki ona tekabül edecek bir ceza yok.
Mesela;
*Netenyahu ve savaş kabinesinin idamına karar verebilecek mi?
*Evi barkı yıkılan Filistin’in evlerini İsrail’e yaptırabilecek mi?
*İsrail silahlı unsurlarının 1967 sınırlarının dışına çıkmasını yasaklayabilecek mi?
Çok şey söylenebilir de bu üçünden birini dahi yapmazsa Filistin’den taraf aldığı kararın bir kıymeti kalmaz, çünkü alacağı basit kararlar Filistin haklına güvenlik ve huzur getirmiyor.
Netenyahu ve savaş kabinesine bundan daha hafif bir ceza verilebilir diyen varsa buyursun söylesin, binlerce çocuk ve kadın öldüren, sağlık çalışanı ve gazetecileri öldüren, cami, hastane ve okulları yıkan bu kudurmuş kabineye ne ceza vereceksiniz? Herhalde ceza evine koyup besleyecek değilsiniz?
Kendi öz vatanınızda birileri bombalarla evinizi başınıza yıkıyorsa, içinde birileri var mı? yok mu? hesabını bile yapmadan darmadağın ediyorsa, herhalde bunun en hafif cezası tekrar orayı inşa etmektir. Tabi bunun tazminatı da olmalı, o psikolojik tramvayı atlatmak da kolay değildir, tarifi zor ayrı bir dertir, onun da bir cezası olmalı.
Gelelim 1967 sınırı meselesine, yeminle söylüyorum o sınırlar içinde dahi İsrail devletinin oluşması meşru değildir, çünkü Siyonistler insanlık düşmanıdırlar, onlara rahat bir yerde hayat hakkı verilirse bunlar fitne çıkarmak için plan proje yapacaklar, yok üstün ırk iddiaları, ard-ı mevut bizimdir safsataları…vs Bu düşünce insanlık için bir beladır.
Bu kadar tehlikeleri olan bu terör şebekesinin lideri kurşundan geçirilmeyecekse Lahey adalet divanının kararı ne işe yarıyor? Söyler misiniz?
Bence 57 İslam ülkelerinin liderlerini de şu sorular eşliğinde istifa çağrısında bulunmalı,
Neler olur? Siz nesiniz?
Vicdanınızı kime sattınız?
Sıradan bir insanın sahip olduğu cesareti nerede kaybettiniz?
Sizin sokaklarınız “Ordular Gazze’ye” diye bağırdığı halde siz niye bekliyorsunuz?
Bu soruları da İslam Dünyasının liderlerine sormalı, artık kendilerini de vicdanları kemirsin. Azap olarak böyle bir çıkış onlara yeter de artar diye düşünüyorum.
Benden söylemesi,
Selam ve dua ile
Eyüphan Kaya
İnsan hakları aktivisti