Bu ülke kurtuluş savaşı sonrası 14-15 milyon vatandaşa vatan olarak kaldı.
Çoğunluk etnik unsur olarak Kürt ve Türk olmak üzere başka kökenlerden de insanların bu vatan topraklarında yaşadığını ve Anadolu hepimizin ortak vatanı olduğunu kabul etmek durumundayız.
1921 Anayasası 23 madde olup vatandaşa, yerel yönetimlere olan güven üzerine, inanç ve kültürümüzün dikkate alındığı bir yasaydı. Meclisin feshedilerek oluşan yeni Meclisle 1924 Anayasası hazırlandı ve bu yasa Türkçülük üzerinde inşa edilip, Kürt vatandaşlarımızın varlığını ve İslam inancını ikinci plana attı.
Anadolu insanı böyle bir gelişmeyi beklemiyordu, bu yeni anayasa “Çanakkale Ruhu” ile barışık bir anayasa değildi. Düşman, savaşla elde edemediğini meclis eliyle yaptırmıştı.
Şeyh Sait ve arkadaşlarının da içinde bulunduğu duyarlı bir ulema heyeti belli bir tarihte Ankara’ya çıkış yapıp bunu Mustafa Kemal’e anlatacaklardı. Ama belirlenen tarihe 2 ay kala silahlı mücadele Diyarbakır’ın Piran ilçesinin Amini nahiyesinden başladı. Belki de bu çarpışma bir oyunun neticesinde başladı, onu da diyenler var, Allah’u alem.
Yani Atatürk Laikliğe bağlı olarak seküler bir devletin temelini atıyordu ve Şeyh Sait gibi İlim ve Tarikat rehberleri buna karşı bir kenarda durmaları mümkün değildi. İslam literatüründe buna “hurucu alassultan” denir. Sultan yanlış yaptıysa birileri Sultana “dur” demelidir. İyi ki o zulme, o haksızlığa karşı boyun eğmediler ve Din uğruna, Hak ve Adalet uğruna şehit oldular. Şayet kıyam etmeselerdi birkaç yıl sonra yine ölmeyecekler miydi?
Bir ehli vicdan kalkıp demiyor ki; yahu durup dururken daha iki yıl önce hazırlanan Anayasa varken ne diye yeni bir anayasa hazırlanıyor? Üstelik bu Anayasa Anadolu insanın inanç ve kültürüne yabancı bir Anayasa.
Bizim insanımız yasasını yapamaz mıydı ki İtalya, Fransa, Almanya, İsviçre’den yasa ithal edildi?
Bu yasaların başına TÜRK kavramını koydular ve bununla Türk vatandaşları aldatarak arkalarına aldılar.
Mesela Mustafa Kemal için kimse demedi ki Selanik’te dünyaya gelen bir subay ne hakla Atatürk oluyor? Benim tuhafıma gidiyor arkadaş.
O gün bu gündür ara sıra bu halk kısa bir nefes almışsa da genellikle huzursuz, mutsuz ve baskı altında yaşamıştır.
Hele bir ehli vicdan tarihçiye sorun, kurtuluş savaşında verdiğimiz şehitler mi, Cumhuriyet kurulduktan sonra öldürülen, idam edilen, işkence gören insanlar mı daha fazla. Sen gel öz vatanında böyle bir zulme maruz kal, vax ki ne vax!
Büyüklerimiz anlatıyor kurtuluş savaşlarında bizim köyden 80 kişi sefere gitmiş, sadece bir tanesi dönmüş onun da babası savaşta şehit, kendisi de bir gözü kör vaziyette dönmüş. Bu kahraman köyü değil de nedir?
Türkiye Cumhuriyetinin hükümranlığındaki bu vatan 82 milyon vatandaşların eşit vatanıdır. Dolayısıyla Atatürk Türkiye’si, yok efendim Türk devleti gibi ifadeleri kullanan insanlardan uzak durun, derim.
*Bunların çoğu Anadolu’ya dışarıdan gelen muhacir kimseler, ya da soyunu sopunu inkar edip Türkçülüğün peşine düşmüş kimselerdir.
*Bunlar, bilmeden bu devlete bu millete düşmanlık yapan kimselerdir,
*Bunlar, İslami duyguları körelmiş kimselerdir,
*Bunlar, Anadolu’nun gelişmesine karşı engeldirler,
*Bunlara kalırsa, bu ülkede daima bir kavga ve kargaşa olacak, vatandaş olarak bir türlü gün yüzünü görmeyeceğiz.
İster inanın ister inanmayın bunlardan bir grup Vatan partisinin yöneticileri ve üyeleridir. Baksanıza bir türlü %1 oranında dahi oy almayan bu parti kendini bu memleketin sahibi gibi görüyor.
Gelmiş Diyarbekir’de ilgili mercilere dilekçe veriyor, “Şeyh Said’in ismi verilen yerlerden kaldırılsın” diyor. Bir milyon kere yazıklar olsun, ülkenin bir az nefes alması canlarına mı batıyor?
Şeyh Said ve arkadaşları neden Diyarbekir’de idam edildiler derseniz, Çünkü Peygamberin vefatından sadece 7 yıl sonra 639’da bu şehir İslam ile müşerref olmuş, İslam’ı Sahabeden öğrenen bir Tabiin kentidir. İslam ile müşerref olan bu şehirde İslam’ın fedailerini idam ettiler. Kimi ilim erbabı diyor ki, yakında memleketin has evlatlarından bir grup yine bu meydan hakkı haykırarak İslami değerlere sahip çıkacak. İnşallah o günleri görmek bize de nasip olur.
Düşünün,
Beka vadisinde Abdullah Öcalan ile poz veren,
Derin devlet ile iş birliği içinde olup, Ergenekon destekçisi olan,
Hala da eski karanlık devletin varlığını anımsatacak muğlak tepkiler gösteren Doğu Perinçek’in başında olduğu bir partinin adı Vatan partisi,
Şimdi bu parti gelmiş milyonlarca vatandaşlarımızın gölünde taht kurmuş, ve zulmen idam edilmiş bir insanın ismi idam edildiği meydana verilmesine tahammül etmiyor. Bu parti millet düşmanı değil de nedir? Haydi oradan vatan partisiymiş. Anadolu insanından Allah razı olsun ki her seçimde ona üç beş oy verip burnunu sürtüyor ama anlayamıyorlar.
Artık bu milleti bu memleketi rahat bırakın derim. Vatandaşların duyarlı olduğu konularda sinir uçlarına dokunmayın bence.
Bu ülkede Külliye var, TBMM var, Yargı var. Her kurum görevini yaparsa hayatımız kolaylaşacak. Tembellik yapan varsa sandıkla değiştireceğiz, o kadar.
Bakın Atatürk’ü koruma kanunu kalksın diyorum, ama Atatürk’e saygısızlık yapıyor muyum? Çünkü bu kanun “ben dünya devletiyim” diyen bir devlete yakışmıyor.
Allah bizi bu halkın değerlerine saygı duymayan kimselerin oyun ve şerrinden korusun.
Bu değerler 15 Temmuz ruhunu oluşturan; Ezan, Sala, Tekbir, Bayrak ve Vatandır.
Ayrıca gelecek seçimlere kadar Kürt sorunu da çözülecek inşaallah; HDP, MHP, İP, BBP, Vatan partisi gibi partiler için seçim malzemesi kalmaz haberleri olsun.
Haydi hayırlısı.
Eyüphan KAYA