Bir insan nasıl olur da 18 yıl normal seçim yoluyla her defasında kendi rekorunu kırarak iktidarda kaldığını çözemiyorlar.
Bu ülkedeki hain dostlarıyla, silahlı uşaklarıyla, emir erleri amiralleriyle bir türlü Erdoğan’ı tahttan düşüremiyorlar, bu onları deli ediyor.
Erdoğan, 24 saatin 20 saatini ülkesi için hizmete adayan, devlet ile millet arasında güçlü bağ oluşturmak için çalışıp çabalayan, bir yanda bölge devletlerini, diğer yandan İslam dünyasının toparlaması için gayret eden, “Dünya beşten büyüktür” deyip BM’nin işleyiş tarzına isyan eden müstesna bir babayiğit, gayretli bir Müslüman’dır.
Keşke muhalefet cephesinde böyle birkaç delikanlı olsaydı da kendisi bu kutlu vazifeyi gönül rahatlığı içinde onlara devredip bir az istirahata çekilebilseydi, ama yok işte…
İtalyan Başak Mario Draghi ve batılı mevkidaşları Fransa, Kanada ve ABD başkanları bunu anlayamıyor.
Neymiş efendim Erdoğan Diktatörmüş, külliyen yana ama şu kötü kalpli kesimlerin de korkulu riyası,
*Devletten nemalanan sahte Atatürkçüler,
*Laikliği bu milletin başına bela eden seküler mürtetler,
*Dışarıdaki dostlarına bel bağlayan siyasiler,
*İçerideki emekli askerlere umut bağlayan muhalefet partileri,
*Kadın ve aile üzerinde oyun kuran feministler
*Kürt meselesi üzerinde Kürt gençlerini iman ve edepten yoksun bırakan terör destekli partiler,
*Devletin çarkı içinde oynamaktan hoşlanan sözde dindar gruplar,
İşte bunlar için Recep Tayyip Erdoğan’nın varlığı bir kabustur, rüyalarını kaçırıyor, utanmadan iki de bir erken seçimi gündeme getirerek milleti oyalamak istiyorlar.
Edoğan’ın arkasında;
İhtiyarların duası var,
Engellilerin duası var
Emeklilerin duası var,
Annelerin duası var,
Kürtleri duası var,
Sabır sahibi, dertli Müslümanların duası var,
Dünyadaki mazlum hakların duası var,
Tabi elin gavuru duadan ne anlar?
Ah şu etrafındaki boynu kalın müteahhitler olmasaydı,
Türkçülük üzerinde siyaset yapmaktan başka elinde bir siyasi program olmayan bir Partiye muhtaç olmasaydı,
Vekilleri dar bölge usulü ile seçip arkasında güçlü bir parlamento olsaydı,
Emrinde zamanın Erzincan valisi Merhum Recep Yazıcıoğlu, zamanımızın Tokat Valisi Dr.Ozan Balcı gibi valiler olsaydı, topluma huzur ve refah ile birlikte mutluluğu da ülkenin en ücra köşesine kadar yayardı diye düşünüyorum.
İtalyan başbakanı Mario Draghi’yi bu dengesiz, talihsiz, yersiz ifadelerinden dolayı kınıyorum.
Haydi oradan kevaşe herif, ülkemize yönelik düşündüğünüz plan ve projeleriniz kursağınızda kalacak!
Ben Ak Partili olmama rağmen yeri gelir Erdoğan’ı eleştiriyorum, üç beş korkak dışında daha beni uyaran doğru dürüst biri olmamıştır.
Erdoğan’ın danışmanları adam gibi çalışsalardı, bu ülkede çok daha hayırlı gelişmeler olurdu diye düşünüyorum.
Sabah ola hayrola