Bu ülkenin zengin bir insan potansiyeli var, delisi de velisi de değerlidir. Ah şu münafıkları, iki yüzlüleri, devletin hazinesine göz diken ihale fareleri olmasaydı. Ama bunlar azınlıktadır, elhemdulillah.
Söz konusu ülkenin huzur ve selameti olunca milyonlar ah vah çeker, imkanı olan “ya Allah” deyip yola çıkar, imkanı olmayan kalbi, kavli dua eder, gününü bekler, Tıpkı Onur İttifakı lideri Yaşar Aydın ve ekip arkadaşları gibi.
Cumhur ittifakının ülkeyi iyiye doğru götürmediği kanaatini taşıyan, muhalefetin ise elle tutulur bir plan projesi olmadığını gören Yaşar Aydın ve arkadaşları birkaç yıldır “Onur İttifakı” adıyla siyasi bir oluşum teşekkül etmişlerdi.
Onur ittifakı cumhurbaşkanı adayı Yaşar Aydın Hakkarili bir anne ile Gümüşhaneli bir babanın has evladı, ülkenin doğusunu da batısını da tanıyor, biliyor, sorunları için çare çözüm arıyor, bu kunda kafa yoran bir delikanlıdır.
Vira bismillah! deyip Anadoluyu diyar diyar gezen Aydın gittiği her ilde, her ilçede hedefini anlatıyor, halkın ilgisini topluyor, takdirini kazanıyordu. Ne yazık ki sosyal medyanın bazı soytarıları tarafından olumsuz eleştirilere ve iftiralara da maruz kaldığı oluyordu, hatta ülkenin huzur ve selametini, düze çıkmasını istemeyenler tarafından birkaç defa su-i kaste dahi uğradı. Ama o bu tür engellere/tehditlere takılmadan yoluna devam ediyordu.
Bir Anadolu çocuğu olan Yaşar Aydın bu halkın onuruyla çok oynandığını bildiği için hareketinin adını “Onur ittifakı” koymuştu.
Çünkü;
*Bu halkın inanç ve kültürü ötelenmiş, bu açıdan vatandaş hakir görülmüş,
*Vatandaş devlet ricalinden pek bir güler yüz görmemiş,
*Fakir fukara garip guraba ilgisiz, sahipsiz kalmış,
*Devletin hazinesine göz diken ihale fareleri haksız yere zengin olup, vatandaşın aklıyla istihza ettiği anormal bir halin yaşandığına bizzat şahit olmuş.
*Özellikle Kürt vatandaşlarımız kendi öz vatanlarında hep ötelenmiş ve onurlarıyla oynanmış..vs
Bu halleri görünce hayat tecrübesi, siyasete olan emeği ve yakın çevresinin de katkılarıyla “Onur ittifakını” adı altında, halk ile selamlaşmaya, dertleşmeye başlamıştı.
Yüzlerce toplantılar ve konuşmalarla, onlarca canlı yayın programlarıyla halkın umudu haline gelmişken “Asrın Felaketi” olarak adlandırılan merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilimizi etkileyen depremden sonra siyasi çalışmalarına bir ay kadar ara vermişti.
Daha sonra şahit olduğu manzara, çıkardığı dersten anladı ki, bu kısa süreçte siyaset yapmanın, vatandaşa kendini anlatmanın, oy istemenin mümkün olmadığına kanaat getirdi.Yakın dostlarıyla istişare ederek cumhurbaşkanı adayı olmaktan vaz geçti. Onur ittifakı onurlu bu kararı alarak, adına yakışanını yaptı.
Yaşar Aydın’ın ifadesiyle 7 günlük yas ilan edildi ama bu yas gönüllerde 77 gün dahi süreceğe benziyor.
11 ilimiz depremden etkilense de aslında 81 ilimiz bu depremin etkisinde kaldı/kalacak.
Vatandaşlarımızın gönlü yaralıyken, oy için kapılarının çalma zamanı olmadığı kanaatine varmaları önemli bir sağduyu işareti olsa gerek.
Bir vatandaş olarak kendisini ve ekibini bu isabetli karardan dolayı tebrik ediyorum. Zaman toparlanma zamanıdır, doğruların etrafında kenetlenmenin zamandır, iktidarı da muhalefeti de uyarma zamanıdır.
Keşke Yaşar Aydın’ın bu kararı üzerine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan onu tebrik edip, onun kendine özgü fikir ve düşüncelerinden yararlansaydı, eminim çok yararlı olurdu.
Yaşar beyle bir defa güneydoğugüncel gazetesi adına bir röportaj almış, bir defa da İnsan Hakları Cemiyetine nezaket ziyaretinde bulunmuştu, ben Cemiyetin Genel Başkanı olarak onu ağırlamıştım. Her iki durumu değerlendirince böyle olağan üstü bir halde böyle yerinde bir karar vermelerini bekliyordum, beni yanıltmadı.
Bu kabiliyet ve emeğiyle, samimiyet ve ciddiyetiyle ileri ki yıllarda inşaallah kendisini siyaset sahnesinde görmek nasip olur.
Amin demeniz dileğiyle.
Eyüphan Kaya
muslumandunya.com genel yayın yönetmeni