İl Valimizin DESOB toplantısında vatandaşımızın sık sık iş talepleriyle etrafında toplandığını söylemesi, bu mevzuu dert etmesi bana dikkate değer geldi, bu münasebetle iş ve işsizlik konusunda iki kelam etmek istiyorum.
Peygamberimiz(sav) “Kadel fıkru en yekune küfren”(Fakirlik neredeyse insanı küfre yaklaştırıyor) diyerek işsiz aşsız bir insanın haleti ruhiyesini veciz bir tarzda ortaya koyarken, “El kasibu hebibüllah”(Çalışan insan Allahın sevgili kuludur) ifadesiyle de çalışmanın bizzat ibadet olduğunu beyan ediyor.
İkinci hadis çalışanları mutlu/motive ederken birinci hadis yetkili etkili insanları ilgilendiriyor galiba. Bir ülkede vatandaş “Ne iş olsa yaparım” diyorsa orada kusur devletindir. Onun için birçok gelişmiş ülkelerde orta öğretim okullarının %80’ni meslek %20’si akademik okullardır. Bizde ise tam tersi. En büyük yanlış burada başlıyor.
Tabi Fulbirght anlaşması gereği eğitim öğretimizin temelini oluşturan, ona ayar veren komisyonun 8 üyesinde 4’ü Amerikan vatandaşı olursa halımız böyle olur! Üstelik komisyon başkanlığı ABD misyon şefinde, oylar eşit çıkarsa başkan hangi taraftaysa o tarafın reyi kabul edilir. 1949’da yapılan bir anlaşma, gel de kahrolma, bunu başka bir yazıya bırakalım.
Malumunuz şehrimizin işsizlik oranı hemen hemen daima Türkiye ortalamasının iki katıdır. Yani işsizlik oranı Türkiye’de %10 ise bizde %20’dir. Bu sıkıntı çok yönlü bir sorun olmakla birlikte tabi aslan payı yine devletin ihmalinden kaynaklanıyor.
İş-Kur, Belediye ve Meslek Odaları bu işsizlik sorununu dert edinirlerse aralarında bu sorunu minimize edebilirler.
Malumunuz İş-kur birkaç yıl önce binlerce, belki de on binlerce Diyarbakır gençlerine meslek kursları verdi, ama ne yazık ki fasofiso kurslarla hayali programlar yapıldı, kimi kursiyer devam etmeden harçlık aldı ve o paralar hiç uğruna uçup gitti.
Birkaç meslekte tuttu mesela Küafur salonları gibi iş yerleri her geçen gün açılmaya devam ediyor. Olmaz olsun böyle iş yerleri, geçende bir güzellik salonun önünden geçtim baktım koltukta bir kız oturmuş saçı bir erkeğin elinde evirip çeviriyor gel de kahrola, muhakkak saçını da yıkıyor, omuzlarını da okşuyor, Allah aşkına bu iş midir? Burada kazanılan paralar helâl mıdır? Ya da biz vatandaşlarımıza helal haram kavramını öğretebildik mi?
Ayrıca KOSGEP’in hibelerinde yararlanıp paraları sıcak sıcak zıkımlayan birileri de az değil. Hele Valimiz bu konuyu bir merceğe alsın, son üç yılda kaç kişi KOSGEP hibelerinden faydalanmış, kaç iş yeri onunla kapasitesini geliştirmiş?
Konumuz işsizlik olduğu için İş-Kur’dan başlayalım benim bildiğim bir ara 70 tane işsizlere iş bulmakla görevli İş danışmanları çalışıyordu, hele bir araştırılsın 7 yılda 700 kişiye iş bulabilmişler mi?
Şimdi soruyorum İş-Kur binasında oturacak yerleri dahi olmayacak kadar kalabalık olan bu personel neden dağıtılmıyor? 4 merkez ilçe Ergani, Silvan ve Bismil nüfus yoğunluğuna göre bu iş danışmanlarına neden bürolar açılmıyor?
Burada bir fabrika açıldığı zaman neden 6 ay öncesinde o fabrikanın ihtiyaç duyduğu nitelikte eleman yetiştirilmiyor?
İnsanlar işe alınırken neden gizli saklı alınıyor ve gerçek ihtiyaç sahiplerine imkân verilmiyor?
Ya da belediyeler gibi kurumlara neden birileri adamını sokarak belediyenin bütçesini kemiriyorlar, bu arada işe alınan insanlardan da para pul da alınıp hem devlete, hem hükümete bir leke getiriliyor?
Benim bir kuzenin iki yıl önce bana sordu “Teyze oğlu beni belediyeye mühendis kadrosuna almak için 25.000 TL istiyorlar ne düşünüyorsunuz?” Ben ona “Sen ömür boyu haram maaş almak istemiyorsan bu tür tekliflere yanaşma!” ve vazgeçti.
Aslında bu tür rüşvet işleriyle uğraşan kimselerin asılması lazım, ama devletin çarkı işlemiyor ki bunlar bir şekilde deşifre olsun, gerekli cezaya çarpılsın ceza alsın.
Geçende bir yeğenim Elektrik Elektronik MYO mezunu, sınava girmiş işe iki kişi alacaklar, o da sınavda ikinci olmuş, Ankara’ya mülakata gitti, TCDD Genel Müdürlüğünde mülakata girdi, almadılar, hatta birinci olan da gelmemişti yine onu kazandırmadılar. Tipine baksanız selvi boylu bir delikanlı insan bakmaya kıyamıyor, ama hakkı yendi. Allah yanlarına bırakmasın!
Allah var Ak Parti İl başkanımız Serdar Budak ile vekilimiz Ebubekir Bal beyler referansta oldular yine olmadı. Büyükler olarak bu gencimizin hakkına, başarısına sahip çıkamadık. Aslında o mülakatın iptal olması lazım, bir mülakatta birinci kazanmıyorsa ben kuşku duyarım arkadaş!
Valimiz ilk atandığında Kocaeli’den yakın dostum Marmara Sanayiciler ve İş Adamları Derneği(MARSİAD) Başkanı Bahri Odabaş kendisine 100 dönüm arazi tahsis edilebilse fabrika açacağı talebiyle belediyemize bir müracaatta bulunmuştu, bana gönderdiği talep metninde benim adım da geçiyordu, valilikten şimdiye kadar ne kendinse ne de bana bir dönüşü olmadı, acaba neden?
Bence şehirlerde iş garantili iş kursları açılmalı ve ona göre fabrikalar açılmalıdır. Ya da işçi ihtiyacı olup çalışan bulamayan illerimize belediye desteğiyle işçi göndermemiz lazım, unutmadık daha yakın zaman a kadar vatandaş iş için Almanya’ya dahi gidiyordu.
Kırsal kalkınmaya yönelik de projeler geliştirerek, teşvikler verilip, köylüyü de köyde tutmak lazımdır diye düşünüyorum. Benim sorsanız aslında bir ilde valilik hangi genç bu gün nerede? onu dahi bilmelidir.
İşte midir? Gençler kıraathanesinde midir? Spor alanında mıdır? Evde midir? Bu gün kendini nasıl his ediyor? mutlu mu mutsuz mu? Bir programla bu yapılabilir.
Bu işsizlik ve iş konusunda en kısa zamanda bir çalıştay yapılarak bir çare aranmalıdır. O iş beğenmeyenler de varsınlar sokakta dolaşsınlar bakayım. Yarın kendinden utanacaklar ve ya Allah deyip bir baltaya sap olurlar bence.
Şimdiden kolay gelsin diyor başarılar diliyorum. Ayrıca bu valimize hitaben yazdığım 8.yazıdır işe yarar mı? yaramaz mı? orasını bilemem fakat vali beyin işsizlik konusundaki bu itirafı bana heyecan verdi, onu söyleyeyim.
Haydi ya Allah.