2015-17 yılları arasında Diyarbakır Ak Parti İl başkan danışmanlığını yaptım. Çalışma odamın kapısında iki danışmanın ismi daha vardı, birini hiç tanıma fırsatım olmadı, diğeriyse iki üç defa geldi gitti. Halbuki ben mesai yaparak çalışıyordum, tabi mecanen, parasız pulsuz, amaç partiye bir çekidüzen vermek, fabrika ayarlarına getirmekti.
On maddelik bir eylem planımız vardı, iki yılda iki maddede patinaj yaptık.Daha sonra bazı eleştirel yazılarımdan birileri rahatsız oldu ve ben istifa ettim.
İlginçtir o maddelerden biri bu sene parti tarafından uygulanıyor, ama parti eski parti değil, vakit bir az geç oldu galiba;
Mesela şu andaki üç vekilimiz istişarede hazır bulunuyor bu da güzel durum ama şunu diyebilselerdi daha iyi olurdu.
“Arkadaşlar üçümüz de gelecek seçimlerde Milletvekili adayı olmayacağız, ama ömrümüz boyunca da hem partinin temel prensiplerine bağlı kalcağız, hem de siz vatandaşlarımızın hizmetinde olacağız” böyle bir ifade kullanabilselerdi, istişareler işe yarardı, ama bu haliyle edinen izlenim şu oluyor “bunlar üçününcü defa vekil olmaya heveslidir, bizi kullanıyorlar” düşüncesi hasıl oluyor ve istişarenin verimliliği düşüyor.
Bu istişarede vatandaşın kendini özgürce ifade etmesi güzel, ama benim Ak partiye daha güzel bir teklifim var, gelin tek gündemle iller düzeyinde istişare yapın ve “Ak parti neydi ne oldu? Ne yaparsa bir daha eski haline gelir? yada daha iyi bir düzeye çıkar?” şeklinde bir istişare edin ki Ankara’yı uyarma imkanınız olsun.
Bunun için birkaç madde ben söyleyeyim;
1-İlçelerde Ak Meclisler kurulabilir ve bu meclisler yerel seçimlere iki yıl kala Belediye Başkan adaylığı için üç adam seçip halkın arasına gönderir, zamanı geldiğinde adaylık tesbiti için Genel Merkez gönderilen bu üç isimden biri aday yaparılır, diğer ikisini de bir şekilde ya partinin mekanizmalarında ya da yerel yönetimlerde değerlendirilir.
*Bir ilçenin belediye başkan adayının Genel merkez tarafından ilçe ehalisinde bağımsız seçilmesi kabahattır, ilçe halkına güvensizliktir, yolsuzluk ve arsızlığının oluşmasına sebebiyet vermektedir.
2-Mümkünse darbölge seçim yöntemiyle vekil seçimi yapılır, değilse halkın değerleriyle barışık en az 7 kritere göre tesbit edilmiş ilin vekil adaylarının liste sırası noter huzurunda kura ile belirlenir.Vekil olarak seçilen seçilir, diğerleri de bir sonraki seçime kadar partinin önemli kademelerinde bazı vazifelerde değerlendirilir.
3-Seçim beklemden “Sosyal Devlet Anlayışı” gereği vatandaşlarımızın aç ve açıkta kalmasına müsaade edilmez, asgari geçim katkısı olarak vatandaşlık payı olarak yardım edilir.
4-Aile kavramı öncelenerek, evlilik müessesine ayrı bir değer verilir ve evlenen çiftler belli bir programa tabi tutulur, kendilerine aile desleği verilir.
5-İslamın özüne aykırı ne kadar yasalar varsa hepsine “ilahi öğreti “ dahilinde çeki düzen verilir.
6-Ülke bağımsızlıına gölge düşüren uluslararası sözleşmelerden gerekçeli olarak çekilir.
*Mesela Türkiye Cumhuriyetinin İsrail gibi siyonist bir mantık ile yayılmacı bir politika güden, zalim, sınır tanımaz, ırkçı bir devleti tanımaya ne hakkı var.
7-Gençlere yönelik projeler geiştirerek tüm gençlere bu proje aracılığıya ulaşma yoluna gidilir….vb.
Bu ve benzeri maddeler üzerinde konuşup daha faydalı istişareler yapılabilir diye düşünüyorum.
Yoksa bu tür istişareler;
Partinin harekete geçmesi için,
Düştüğü pozisyondan kurtulması için,
Başka bir ifade ile şahlanması için yeterli çalışmalar değildir.Kimse Cumhurbaşkanımızı oyalamsın, avutmasın, aldatmasın.
Benden söylemesi.