Bu ülkede toplum mühendisliğine kalkışıp, Dini, Milli ve Kültürel değerlerimizle oynayan, Tarihimizi tersyüz ederek bize anlatan, ecnebi gibi yaşamamızı isteyen bir karanlık ruh, Devleti, işine bakması yerine boş beleş konularla uğraştırarak, var olan sorunlarımızın çözülmesi yerine kangrenleşmesine sebep oldu.
Dinimiz, Dilimiz, Kültürümüz ve Tarihimiz gerçek yönü ile anlatılmadı, tukaka edildi. Bunu göremeyen kimselere teessüf ederken, bu gidişatın savunucusu olanlara da yazıklar olsun!
İlahi nimet olan coğrafi değerleriyle, dört mevsimin yaşadığı iklimiyle, gece ve gündüzün muadil oluşu ve yeraltı, yerüstü nimetleriyle mümtaz değerlerle donatılmış bu şirin yarım ada, yapılan araştırmalara göre 160 milyon insanı besleyebilecek kapasitedeyken fakr u zaruret içinde yaşamamıza göz yumanları, gözden çıkarmanın zamanın gelmiştir.
Hala din, dil ve kültürel meselelerimizle uğraşan, ülkemizde var olan dillere karşı bir takoz gibi duran siyasetçileri ayıpsıyorum, özellikle Kürt meselesini örtbas edenleri yada siyaset sofrasına meze gibi kullananları da kınıyorum.
Katakulliye getirerek Kürt dilini aralarında görmezlikten gelenleri tarih af etmeyecektir. Bu mesele HDPKK işi değildir, onların projesi başka. Onlar sadece iman ve namus anlayışınıza el uzattılar, küçük yaşta Kürt çocuklarını dağa kaldırıp, imandan namustan mahrum bir tarzda yetiştirip, anne babalarına düşman hale getirdiler. Bu konuda eski karanlık devletin aslan payını da unutmamak lazım. Zaten terörün asıl motor gücü eski karanlık devlettir. Yaşı 50’nin üstünde onlalar biliyor, bu belanın başı okullardan çıktı, dolayısıyla ilk harekette onlara “Talebe” deniliyordu.
Geçende Mete Yarar adında bir güvenlik uzmanı, eski bir asker bir video paylaşmış PKK’ye karşı olan mücadeleden bahsediyor, ama devletin içinde/ordusunda olup PKK’den daha tehlikeli olan o eski karanlık ruhtan bahsetmiyor, ben videoya bir yorum yaparken dedim ki “siz o günün karanlık devletini anlatmazsanız bu konuşmalarınızın hiçbir değeri kalmaz.” Bu kanaatimi burada tekrar dile getiriyorum.
Ey Türk vatandaşım, bir zamanlar devlet adına doğu güneydoğuda öyle zulümler yaşandı ki, eğer bu gün bu ülkenin sınırları mevcudiyetini koruyorsa %100 sabırlı Kürt vatandaşlarımıza ve Ak Partinin son 20 yıllık devlet nizamındaki zihniyet değişimine borçluyuz. Eğer Kürt denildiği zaman senin aklına HDPKK geliyorsa yazıklar olsun sana! 8 Türk solu örgütü kandile gidip o din düşmanı tehlikeli akılla biyat ettiler, sen hala PKK’ye Kürt diyorsan, sen ülke gerçeklerine yabancı kalmışsın demektir.
Biz Kürt vatandaşlar olarak yeni bir anayasa ile toplumsan bir mutabakatın oluşturulmasından ve bu ülkenin huzur ve zenginlik içinde sıçrama yapmasından, İslam dünyasına öncülük etmesinden, hatta dünyaya adalet adına katkı vermesinden yanayız, bunu istemeyenler utansın!
Bıktık artık Kürt kavramının siyasete bu kadar konu edilmesinden. Barış sürecinde çok çaba sarf ettik, HDPKK sürece ihanet etti. Aslında Kürtler için daha hayırlı oldu, çünkü bu tanrı tanımaz güruh böyle bir başarıya imza atabilseydi bir yarım asır da onların hegemonyasında kalacaktık. Layık değillerdi ki bu barış sürecini başarmadılar. Öz yönetim ve Öz güvenlik gücü istediler, tabir yerindeyse “suyu geçerken at değiştirmek” istediler ya da tam “oyunun ortasında yeni kural icat ettiler”. O da tutmadı.
Karşı taraf bu hatanın vebalini Kürt vatandaşlarımıza ödetmek istiyor ki hala yeni anayasa değişikliğinde ilk dört maddenin olduğu gibi kalması gerektiğini savunalar var. O maddeler durdukça Kürt ve Kürtçe sorunu çözülemeyeceğine göre yeni anayasa toplumun hangi sorununu çözecek? zaten bir çok sorunumuz Kürt meselesine bağlıdır. Bu sorun çözülmedikçe siyasete kalite gelmez, hamasi ve duygusal siyaset bu halka ne kazandırabilir?
Ak Partinin bu hak hukuk meselesini Kürtlerin asıl dinamikleriyle çözmesi lazımdır elzemdir.
MPH iddia ettiği gibi eğer vatansever bir parti ise Kürt vatandaşlarımızı rahatlatıcı iyileştirmelerden yana bir siyasi duruş geliştirmelidir,
HDP’nin yapacağı bir şey olduğuna inanmıyor, en iyisi kendini feshetmesidir. Yeni sistemde yeri yok, çünkü devlet devlet olmaya karar verirse bu tür siyasi partilere ihtiyaç kalmaz.
CHP varsın Cumhuriyet dönemindeki zulümlerin arkasında dursun, zaten sicili bozuktur, halk gittikçe ondan soğumaya devam edecek.
İYİ partinin duruşunu ben hala anlamadım, ama bir önceki genel seçimlerin en başarılı partisi İYİ parti olduğunu sanıyorum, 6 ayda 40 vekille meclise gitti, ama bunu analiz eden pek olmadı. Bence ona bu şansı veren Cumhur ittifakı oldu. Çünkü sorun çözemiyor, varsa yoksa “Türk aşağı, Türk yukarı” bu da tehlikeli bir siyasettir.
Son olarak diyeceğim o ki, Kürtleri siyaset sofrasına meze yapmaktan vazgeçin, artık yeter!
Bana “haksızsın!” diyen bir insan dahi olduğuna inanmıyorum.
Devleti devlet gibi işletin, hırsız, arsız, çete ve ihale fareleri artık yaşayacak bataklık bulmasınlar bence. İlay-i kelimetüllaha önem verin, büyüyün. Hak orada hukuk orada.
Siz ne düşünüyorsunuz?