Muhalefetin bir umut veremediği Türkiye siyasetinde yine alternatifsiz ittifak olarak Cumhur ittifakı gözüküyor. Ancak bu haliyle %60 ile kazansa da ülke geleceği için ciddi bir kazanım sayılmaz diye düşünüyorum.
Çünkü bazı konularda kendine çekidüzen vermelidir.
1-Bu haliyle kucaklayıcı bir özellik taşımıyor.
*Deprem sonrası Cumhurbaşkanı bütün siyasi partilerle bir araya gelip bir değerlendirme yapabilirdi/yapmalıydı. Gelmeyen olsaydı da “canları sağolsun” diyebilirdi, hatta geç kalınmış sayılmaz, hala da bu buluşmayı gerçekleştirebilir.
Özellikle SP, Hüda-Par, Yeniden Refah Partisi ile bir araya gelip ikişer doğrularını hesaba katıp, iki yanlış bildiklerini düzelterek ittifakı genişletebilir(di). Doğru sadece Cumhur ittikanın değil onların politikalarında daha doğru olan politikalar da vardır.
2-Kemalist sistem konusunda yüzyılın handikabını devam edeceği izlenimi veriyor.
*İslam cumhuriyeti olarak kurulan bu devlet cebren ve hile ile evrile evrile ladini bir sistem haline getirildi, öyle ki farkına vardırmadan vatandaşlar nerdeyse Muhafazakar bir partiler aracılığıya bu küfür sistemine adepte edildi. Bu ciddi bir sorundur, bu millete bu haksızlığı reva görenler tehlikeli bir çizgide siyaset yapıyorlar ve bundan dolayı ne dinimizi, ne dilimizi, ne kültürümüzü, ne tarihimizi doğru dürüst öğrenenebiliyoruz, bu böyle gitmez, bu yanlıştan açık ve aleni bir şekilde vaz geçilmelidir.
3-Sosyal devler anlayışı açısından %50’nin altında inişli çıkışlı bir yönetim izlenimi veriyor.
*Bu verimli ülkede vatandaşlarımızın ekonomik sıkıntı içinde olması; devletin çocuklara, gençlere, yetişkin ve yaşlılara yönelik bir planlamasının olmayışından kaynaklamaktadır. Bu ülkenin imkanlarının haksız bir şekilde mutlu bir azınlığa gittiğine işarettir. Buna son vermek için elle tutulur bir düzetmenin yapılması için reel politikalar takip edilmelidir.
Mesela deprem bölgesinde Şubat, Mart ve Nisan ayı elektirik, su ve doğal gaz faturaları biriken yardımlardan ödenebilir. Millet şimdiden şunu düşünüyor acaba bu paralar kimin cebine girecek?
4-İslam hukuna bağlılık konusunda inandırıcı bir umut veremiyor.
*Bir İslam toplumunda İslam hukuna karşı bu kadar soyutlanmış, izole edilmiş, hatta esamesinin geçmesine dahi tahammül etmeyen bir sistemi gördük, bu zulmü yapanların dünyada da ahirette de ahı çıkar, ama bundan sonra bu yanlıştan vaz geçilmedir.
Hiç olmazsa Faiz, Kumar, İçki ve Zina bari yasaklanmalıdır.
5-Kürt meselesi(yapay olan ve eski karanlık devletin oluştruduğu sorun) için şeffaf bir vaad yok.
*Kürt meselesi, Kürtlerin kafasına vura vura oluşturdukları Kürt meselesi bir an evvel hal edilmelidir.
Alem bilsin ki bu sorunu bu hale getiren eski karanlık devlettir, Kürt vatandaşlarımıza zulüm ede ede onları dağa bağa çıkardılar. Bizzat ben bu sürecin şahidiyim.
Öyle haksızlıklar yaşandı ki dile getirmek dahi insanın tüylerini ürpertiyor. Lanet olsun o zulme ve o zalimlere, olan olmuş ama bundan Kürtleri sorumlu tutmak daha büyük bir zulümdür.
Bu kadar zulme rağmen Kürtlerin çoğunluğu sabırla, metanetle buna göğüs gerdiler. Bir vatandaş olarak Kürt vatandaşlarımıza müteşekkirim.
Alem bilsin ki Kürtler olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti kurulamazdı, tüm vatandaşlarımızın bunu bilmesi lazım.
Kimisi diyebilir ki, bu depremde, bu yaslı havada, bu can ve mal kaybının hadsafhada olduğu, “asrın felaketi” olarak nitelendirilen bu zelele başımıza gelmişken bunları dile getirmenin zamanı mı? Evet zamanıdır, 70 yıldır ruhumuz kafetse ızdırap çekiyor, inanç ve kültürümüz hapis hali yaşıyor, fakir fukaranın garip gurabanın hakkına riayet edilmiyor… böyle giderse başımıza ne gelse mustahakkız diye düşünüyorum.
Siz siz olun bu seçimi de deprem oldu diye boşa geçirmeyin, bu halka acıyın derim.
Diyeceksiniz ki bu beş sorundan başka sorun yok mu? Elbetteki var ama inanın onlar da bu tür sorunlardan tevarüs ediyor.
Allah beteri beterden korusunun, dünya ve ahiretimizi hayırla donatsın, hepimize hayırlı huzurlu bir ömür versin, amin demeniz dileğiyle.