Peygamberimiz Hz.Muhammed(sav) “ölülerinizi hayırla yad edin” buyuruyor.
Yakın tarihte hayırla anılacak pek bir şey olmadığına göre Atatürk’ü hangi yönüyle anlatabilirim?
Atatürk’ün peşinde koşanlara bakın, onu kalkan olarak kullanıp bu halkın öz değerleriyle oynuyorlar, ülkenin önünde birer engeldirler.
Dünyada benzeri görülmemiş bir yasa olan 5816 numaralı yasa öyle elastiki bir yasadır ki, Atatürk’ün büstünün önünde geçerken o tarafa baksan birileri bu yasaya dayanarak hakkında şikayetçi olabilir? “neden büste baktınız?” diye sorgulanabilirsiniz, vah ki ne vah!
TBMM bu çağda bu yasanın varlığına nasıl dayanıyor? hayret etmemek elde değil.
Buyur Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde neler olmuş bir bakalım.
1-Harf devrimi yapıldı, dünyada benzeri görülmemiş, halk tarihinden koptu bir gecede herkes okur-yazar olmaktan çıktı, Kur’an harfleri ile yapılan talim terbiye latin harfleri ile yapılmaya başlandı, birileri normaldir diyorsa yazıklar olsun!
2-Şapka takma zorunluluğu takmayanlar ceza aldı, hatta bazıları idam edildi, kılık kıyafet kanunu ile başta bayanlar olmak üzere gavur eline benzedi, bu gün kızlarımız göbeği dışarıda geziyorsa sebebi kılık kıyafet yasası değil mi? buna normaldir diyenler varsa yazıklar olsun!
3-Anayasamızdan “devletin dini İslam'dır” ifadesi çıkarıldı, Avrupa yasaları kopya edilip bu halka medeni yasalar olarak dayatıldı, buna da normaldir diyen birileri varsa yazıklar olsun!
4-Bu değişimin yanlışlığını dile getiren kimseleri şikayet edip, yargıya intikal ettirenler olsa, birilerine de buna normaldir dense hepten yazıklar olsun!
5-Anıtkabir'in “hesap verme makamı” haline getiren ve benimseyerek bu kaba ve yanlış uygulamanın devam etmesini isteyen varsa onlara da hepten yazıklar olsun!
Şimdi ben bu uygulamadan Atatürk’ü mes'ul tutsam haksızlık olmaz? çünkü ölümünden uzun yıllar sonra Anıtkabir yapılmış, orayı bu hale getiren de başka gizli, muzır bir ruhtur.
O ruhu yakalayıp cezalandırmak lazımdır diye düşünüyorum. Mevcut sistemde deveden kulak bu haksızlıkları dile getirip deve ile uğraşmayınca da olmuyor, yani biz sineklerle savaşmaya çalışmamalıyız, bataklığı kurutmak lazım.
Bunun da yolu Kurucu meclisin ruhuna uygun, İstiklal marşının özü ile barışık, veda hutbesinden ilham alan bir anayasa ile devletin iskeletine bir format almakla mümkündür, yapılır yapılmaz orası başka, ama ben bu gerçeği belirtmekle yükümlüyüm. Öyle “ben Cumhuriyetin çocuğunum”, “Atatürk’ün askeriyim”, “Bir Türk dünyaya bedeldir” demekle hayat yürümez, yürüse de paldır küldür yürür.
Bakın bakayım 5816 numaralı yasalar ne işe yarıyor?
“5 YILDA 30 BİN MAĞDUR
1951’den beri yürürlükte olan 5816 Sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu, 72 yıldır küçük büyük ayrımı yapmadan can yakmaya devam ediyor. Son olarak İzmir Kemalpaşa ilçesinde 16 yaşındaki Y.İ. adlı çocuğun Atatürk rölyefini sprey boya ile boyamasını bahane eden seküler yobazlar mütedeyyin kesime nefret kusarken, CHP ve avanesinin susturma sopasına dönen 5816 sayılı kanun kapsamında 5 yılda 804’ü çocuk 29 bin 749 vatandaşa soruşturma açıldığı ortaya çıktı.
ÇOCUKLARIN HAYATI KARARIYOR
Zulüm, baskı ve yolsuzluklarını Mustafa Kemal’in arkasına saklanarak örten malum zihniyet, en küçük eleştiriyi dahi “Atatürk’e hakaret” kılıfıyla mahkemeye taşıyıp aydınları, yazarları, fikir adamlarını sustururken, 5816 sayılı yasa çocukların da hayatı karartıyor. Henüz reşit sayılmayan çocuklara bile acımayan ve “nasıl bir nefretle büyütülmüşse” diyerek ailelerine dil uzatan azgın azınlığın son 5 yıl içerisinde yaşları 12 ile18 yaş arasında değişen yüzlerce çocuğu şikayet ederek haklarında “Atatürk Hakkında İşlenen Suçlar” kapsamında adli tahkikat yapılmasına sebep olduğu öğrenildi. Akit’in Adalet Bakanlığından edindiği verilerine göre 5816 sayılı kanun kapsamında sadece 2022 yılında, 147’si çocuk olmak üzere 7 bin 408 kişiye dava açıldığı belirlendi. 2021 yılında 176’sı çocuk 5 bin 739 kişiyi mahkemelik olurken, 2020 yılında 149’u çocuk 6 bin 289 dava, 2019’da 146’sı çocuk 6 bin 2 dava, 2018’de ise 195’i çocuk 4 bin 311 dava dosyasının mahkemelere taşındığı kaydedildi.”(akasyam.com)
Olmuyor olmuyor! “ben çağdaşım, ben medeniyim” demekle olmuyor!
Bu yasanın bir an evvel kalkması lazım benden söylemesi.
Herkese, hakaret etmek yasak olmalı, kişi yanlış yaptıysa cezasını almalı ne dersiniz?