Dünyada zulüm, haksızlık, fakirlik ve mutsuzluk diz boyu iken 193 devlet üyeli Birleşmiş Milletler işini gücünü bırakmış Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile uğraşıyor, daha açık bir ifadeyle ayak işleri, yazık ki ne yazık!
Hele öncelikle ve özellikle şu karar alma mekanizmasını adil hale getir, hiç olmazsa salt çoğunlukla aldığın kararları al ve uygulanması için bir müeyyiden olsun. Senin kararların beş daimi üyeden birinin dahi vetosuna takılıyorsa sen git o varlığını külahıma anlat, yönetim tarzın işe yaramadığı için cinsiyetsizlik gibi adi projelerin peşine düşmüş iş yaptığına dair bir görüntü veriyorsun.
Sen her şeyden önce Allah’ı tanı Kur’an’ın adalet anlayışından faydalanmaya bak, kıt insan aklıyla dünyayı idare etmeye çalışırsan böyle başın önünde eğik olur ey BM! İlahi Öğreti adına adaleti ayakta tut ki dünyanın mazlum ve mağdur insanları seni alkışlasın ta ki başın dik olsun.
Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir? merak eden varsa bir az anlatayım.
Doğum olayı hariç her yönüyle kadın erkeğe, erkek kadına benzeyecek, biri diğerinin rolünü üstlenecek, kadın erkek tuvaleti ve hamamı aynı olacak. Çocuğun altını bir kadın bir erkek temizleyecek, mutfakta bir o bir o yemek yapacak, kadına hamın efendi, erkeğe bey efendi demek yasaklanacak, herhalde heyy diye sesleneceğiz cinsiyet yok ya.
Evin reisi kavramı yok, eşitlik var, evlerde ben sen kavgası daima olacak, kısacası çeyrek asır erkek kadın kavgasından sonra “biz halt ettik” deyip bu belalı hayalden vazgeçecekler, ama geriye dönüşü olmaz. Artık kadın ve erkeğin duyguları darbe almış, ağır tramva geçirmiş, tedavisi mümkün olmayan bir hal almış olacak.
Amaç tek bir şey niye ki yaradan Kur’anı kerimde; “Erkekler kadınlara hamilik yapmalı, sahiplenmeli” demiş, bunlar bu ayetle kavga ediyorlar, ama farkına varmadan hayatın tadını kaçırıyorlar.
Genelde dünyada özelde ülkemizde işsizlik toplumsal huzuru kaçıracak durumdayken “bir işe erkek ve kadın müracaat etmişse iş kadına verilir” yasa emri varsa bir topluda vay o toplumun haline.
Annelik gibi kutsal bir değer varken kadının parasına göz dikenlerin de vay haline!
Türkiye vatandaşı olarak BM’nin 75.yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen 4.kadın konferansında konuşan Volkan Bozkır “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için daha ne duruyoruz” diye bir ifade kullanıyor, vah ki ne vah! Volkan Bozkır’a sesleniyorum, anne babanızın kemikleri sızlıyor, böyle muzır işlere öncülük yapmayın.
Yetmiyor bir de Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurulu kapsamında düzenlenen "4. Kadın Konferansı 25. Yıl Dönümü Yüksek Düzeyli Etkinliği"ne video mesajla katılıp “Bozkır’a tam destek veriyoruz” diyor.
Muhterem Cumhurbaşkanım yapmayın, etmeyin Bozkır’ın hangi sözüne destek veriyorsunuz? Ezberimizi bozmayın lütfen, bu ülkenin namuslu, şerefli, edepli, kadını kadın, erkeği erkek gibi düşünen, ona göre yaşayan insanlara ihtiyacı var.
Yarın bir öğretmen kız çocuğuna “kızım” diyemeyecek, erkek çocuğuna “oğlum” diyemeyecek, ancak nötr bir kavram olan “evladım” diyebilir. Bu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği insanlığın başına konulunmuş bir beladır, bunun içinde cinsiyet değişikliği hakkı dahi var. Allah aşkına soruyorum ülkemizin ve dünyanın acil sorunları bunlar mı?
Kim kime kendini beğendiriyor?
Bize İslam birliği lazım,
Türki devletler birliği lazım,
Kürdistan’ın huzura kavuşması için komşu ülkeler ile bir iş birliği, lazım,
ASRİKA birliği lazım,
Ondan sonra gücümüz yeterse MB’ye de adil bir ayar vermek bize de düşüyor. Fakat böyle dandik işlerle uğraşarak insanlığa bir katkımız olmadığı gibi sorunlarımızı daha da büyütmüş olacağız.
Sabah ola hayrola!