Hayatın realitesine bakılınca Genç Evliliklerin daha kaliteli hayat ve sağlam yuvaların oluşmasına imkân verdiği anlaşılmaktadır.
Yakından tanıdığım bir dostum, 1978 yılında 16 yaşında yaşıtı olan amca kızı ile evlendirildi; üç kız, üç erkek evlatları var, hepsi de üniversite mezunu pırıl pırıl insanlar. Düşünüyorum da acaba 1988 yılında evlenseydiler halleri nice olurdu! Bu kadar evlat yetiştirebilecekler miydi? Ya da eşi dışarıda çalışsaydı, böyle mutlu bir aile olma imkânları olabilecek miydi?
Her iki durum da aile huzurlarına gölge bırakırdı diye düşünüyorum. Hiç çalışan eşler bu kadar çocuk yapabilir mi? Yapsalar da yetiştirebilir mi? Bekli de ev hanımlığı/anneliğin bereketi hürmetine aileleri bu kadar şen ve huzurludur.
ABD dâhil birçok dünya ülkelerinde evlilik yaşının yasal bir sınırı dahi yoktur. Çünkü bu devletler vatandaşına güveniyor.
Nitelikli vatandaş yetiştirdiğine inanmayan devletler oradan buradan kopya ettikleri ithal kanunlarla toplum mühendisliğini yapmaya çalışıyorlar.
Maalesef bizim ülke de bunlardan biridir. İtalya, Fransa, Almanya, İsviçre gibi ülkelerden ithal ettikleri kanunların önüne, ortasına, arkasına Türk kelimesini bırakarak halkı oyuna getirdiler. Bir de baktılar laiklik teraneleri ile ne olduğu belirsiz bir toplum oluştu, fırsat bu fırsat diyerek İstanbul Sözleşmesi ile kadın erkek ilişkisini de berbat ettiler.
Hele şu ibrete bakım! İstanbul Sözleşmesine göre hangi yaşta olursa olsun 18 yaş altında olan her kız çocuğu kadın sayıp ona müdahale eden herkes kadına müdahale etmiş gibi cezalandırılır.
Bu yaşlarda cinsel olarak istediği kişi ile beraber olabilir, hiçbir yakının ona bir şey söylemeye hakkı yoktur. Ancak evlenme yaşı ailenin rızası ve doktor raporu varsa 17, yoksa 18 yaşını doldurduktan sonra resmi evlilik yapabilir.
Gayri meşru ilişki ve ondan dolayı oluşacak gebelik ve doğumda sorun yok, fakat “Allah’ın emri ve Peygamberin kavli” ile nikâh söz konusu olursa 8-10 yıldan başlayan cezalar var. Kime var? Kocaya var, evlendirmeye razı olan velisine var.
Maalesef bu şekilde evlenen ve sayıları binleri bulan delikanlılar bu gavur sözleşmesi yüzünden ceza evinde, eşi ve çocukları hayatın içinde sahipsiz durumdadırlar. Birkaç medya organı ve bazı Sivil toplum kuruluşları dışında sanki aralarında anlaşmalıdırlar gibi kimseden ses çıkmıyor. Hele o feminist kadınlar var ya, bir adım geride kıs kıs gülüyorlar. Bir açıdan da dertlidirler, çünkü bu kadınlar kapılarını zinaya açmamışlar, onlara göre kadın dediğin bu konularda rahat olmalı.
Bu İstanbul Sözleşmesi yüzünden çıkan yasalara bakıldığı zaman bahusus 6284 numaralı yasaya bakıldığında namus ve şeref sahibi olan bir kimsenin kahrolmaması mümkün değildir.
Nasıl da dört partinin oylarıyla 246 tam oyla bu sözleşme kabul oldu? O an Mecliste kimlerin vekilleri vardı? Acaba bir gün vatandaşım yakama yapışacak diye hiç düşünmediler mi? Yakın zamanda onların da isimlerini deşifre edeceğiz inşaallah. Herhalde bu devlet sırrı değildir.
Bu sözleşmeye göre;
Kız çocuğunuz gece saat 12’de tanımadığın biri ile kapınıza gelirse “bu kimdir?” deyip sesini yükseltemezsiniz!
Eve geldiniz, yabancı bir erkek evde var, eşinize dahi bu kimdir? Bizim evde ne arıyor? Diye sorma hakkın bile yok! Bu nasıl yasa arkadaşlar bu toplum ne zamandan beri boynuzlu oldu da haberimiz yok.
İbretlik bir örnektir baba evinde zina işleyen kıza, baba tokat attı diye mahkemede para cezası yedi. Bilemiyorum bir benim mi tüylerim diken diken oluyor. Hele bu paragrafı iki defa daha okuyun, bu ne haldir arkadaşlar? bu ne haldir?
Derdin nedir diye sorsanız,
*Bir an evvel İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi,
*6284 numaralı yasanın ıslah edilmesi,
*Şu anda genç evlenip, daha sonra kimin hangi amaçla ceza evine gönderdiğini bilemediğimiz kimseler şu son infaz yapılanmasıyla bırakılması sağlanması,
*Genç evliliğin karşılıklı rıza ve paydaşların onayı ile yasal hale getirilmesi,
*Ucube bir kanun olan “kadının beyanı esastır” maddesine hukuki bir düzenleme getirilmesi,
*Süresiz nafaka sorununa vicdanî, imanî bir ayar verilmesi.
*Evliklerin cazip hale gelmesi için her belediye tarafından isteyen genç evlilere 1+1 dayalı düşeli bir evin beş yıllığına kirasız tahsis edilmesi sağlanması,
*Her fırsatta birçok yol/yöntem ile evliliğin önemi anlatılması,
Bazı kimseler tahmin ediyorlar ki böyle bir yasa çıkarsa sanki hemen binlerce çift evlenmeye başlayacak, öyle bir şey yok arkadaş, okuyanı var, okumayanı var. Dışarıda çalışmayı tercih edeni var, ev hanımlığını tercih eden var. Kimisi çocuğuna bir lokma yerine iki lokma yedirir, kimisi de bir lokma ile birlikte anne sevgisiyle büyütür. “Kızım mesleğini kazansın, sonra evlensin” diyenleri çok gördük, bu günün şeytani ortamında temiz kalmak, iffetini korumak çok zordur. Serbest yaşayan kimselerden de bay olsun bayan olsun nitelikli eş olmaz maalesef!
Meclisimizin Millileşmesi dileğiyle.