Türkiye siyasetinin bu kadar dağınık olması, 120’ü civarı siyasi partilerin varlığı bir eksikliğin işaretidir. Yeni sisteme göre ya iki, ya da üç eğilim seçime girmelidir. Yavaş, yavaş o kıvama da geliyor.
330 milyon nüfusa sahip ABD’de Demokratlar ve Cumhuriyetçiler seçime giriyor, üstelik birbirine yakın oylar da alıyorlar. Çünkü ülkenin iç ve dış siyaseti bakımından benzer şeyler düşünüyorlar, sadece aralarında mizac farkı var.
Kemalist sistem ve ırkçılık belasından da kurtulup, hazine farelerini de siyasetten uzak tutarsak aslında biz de seçim açısından normalleşmiş oluruz.
Yani vatandaşın huzur ve mutluluğuna endeksli, ilahi tavsiyeye uygun, insanlık adına siyaset yaptığımız gün bu ülkede başarılı işler yapmış olacağız.
*Başka bir ifade ile HDP ve MHP’nin kayda değer karşılığının olmadığı günler bizi bekliyor,
*CHP’nin bir kesim vatandaşlarımıza umut olmaktan çıktığı/çıkacağı günler bizi bekliyor,
*İnsanlarımızın kendi işini milletvekilliğine ve bakanlığa tercih ettiği günler bizi bekliyor.
Bu devletin kurumları hakkaniyet ölçüsünde çalışırsa, çalışanların hakkına ulaşmaları için birilerinin desteğine ihtiyacımız olmazsa, insanlar devlet memuru olmaktan çok hür teşebbüs sahasını tercih edip, kendi işinin patronu olmayı tercih ederse, o zaman önümüz açılır, güven ve huzur gelir bizi bulur diye düşünüyorum.
6’lı masanın ülkenin siyasi havasına olumlu bir katkı yaptığını düşünüyorum. Kimi Atatürkçü, sözde milliyetçi ama ağırlıklı olarak ırkçı, ayrıca Müslüman geçinen insanların aynı masa etrafında bir araya gelmeleri hayra hizmet eder, bu açıdan onları tebrik ediyorum. 6’lı masanın işin zorlaştıran en önemli şeylerin başında parlamenter sistem vaadi ve cumhurbaşkanının Çankaya hapsetme geliyor.
Çankaya’nın ilk cümlesi Çan’nı hatırlattığına göre bu Hiristiyan dünyasına bir mesaj mı yoksa, bak bu çok tehlikelidir. Avrupa'ya benzeye bezneye keşmer bir hale geldik, din ve namus anlayışımızı, giydiğimiz elbise, kozmetik ürünlerin kullanımı, kullandığımız dil toplumu iki paralık etti.
Parlamenter sistem ise bu millete istikrarsızlık ve güvensizlik getirir. Bu iki vaad halkın %52’sinin oyuyla daha yeni kabul edilen başkanlık sistemine meydan okumaktır. Daha 7 yıl dahi denenmemiş, eksisi artısı anlaşılmamış hatta gerektiği gibi içi bile doldurulmamış bir sistemi bırakıp 70 yıl denenmiş bir sisteme dönmek akıl işi değil.
Ayrıca Kılıçdaroğlu adaylığı da 6’lı masa için bir dezavantaj, bu halkın önüne onu bir lider olarak koymak yerinde bir karar olmadı.
Devlet yönetme tecrübesi yok, bir kasetle geldi ve oraya çakılı kaldı. Dokuz defa seçim kaybeden 10.defa nasıl kazanacak?
Partisi adına %30 oy alan bir Muharrem İnceyi dahi partisinde barındıramadı. Bu beyefedi 6/7’li masayı nasıl idare edecek?
Evet ikili, ya da üçlü eğilimli seçim girmeli, ama böyle değil.
Onun için yine Erdoğan’a bir alternatif olmadı.
Cumhur ittifakı an itibariyle bir adım önde gibi ama birlikte siyaset yapabileceği tüm parti ve kişilerin kapısını çalmalıdır, hayırlı bazı adımlar atmalıdır.
Mesela:
1-Vekil adaylarını seçkin/mümtaz/güvenilir kimselerden seçmeli.
2-Türk ve Türkçülük kavramında gereksiz yere kullanmamalı, bu ülke 85 milyon vatandaşlarındır, vatandaşların mutluluğuna endeksli çalışmalar ortaya koymalıdır.
3-Hırsız, arsız kimseler Cumhur ittifakından uzak tutulmalıdır,
4-Aile yapımız adına faydalı yaklaşımlarla yasal iyileştirme vadlerinde bulunmalıdır.
5-Hiçbir vatandaşın aç ve açıkta kalmaması için camiler merkezli, içinde imam, muhtar ve öğretmenlerin yer alacağı mahalle komiteleri kurulmalıdır .
6-Hukuki müktesebat açısından İslam hukukundan faydalanmanın önünü açmalıdır.
7-Eğitim Öğretimimizi Talim Terbiyeye dönüştürerek; Dil, Din, Tarih ve Kültürümüzle barışık bir hale getirmelidir.
Diyelim ki bunları yapmadı, ehveni şer olarak yine kazanabilir ama ülke adına seçim bir işe yaramaz, benden söylemesi.
Selam ve selametle.