Hayat, kadın ve erkeğin aktörlüğünde şekilleniyor. Bu iki değer arasındaki iş birliği ve dayanışma ne kadar makul olursa hayatın kalitesi o kadar artar.
Dünyada insanın varlığı hayatı anlamlı kılar. İnsansız bir yaşam parkı, İnsansız bir saray, insansız bir kent düşünün sizce bir anlamı var mı? Yakında açılan Kıbrıs’taki Maraş şehrini bir hatırlayın o insansız binaları görünce ne kadar insanın da içi burkuluyor, hiç kimse diyebilir ki “oh ne güzel bir yaşam alanı”, diyemez çünkü orda insan yoktur.
Yeryüzü insanla değer kazanır. Düşünün Allah’ın bir çölünde bir arazinin dönümü 6-7 bin lirayken bir şehrin kenarında metre karesini o parayla alamazsınız.
Peki bu hayat insanın etrafında döndüğüne göre kadın ve erkek rolü ne olmalı derseniz? Ben özellikle ne olmaması gerektiği için bir ifade kullanacağım, o da şudur “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” gibi bir düşüncenin insanlığın başına bela olmaması lazım.
Yani kadın erkek rolü ile oynamamak lazımdır diye düşünüyorum. Kadın erkek Biyolojik, Fiziki ve Duygusal açıdan farklı yaratılmışsa kim ne hakla onlara biçilen rolüne müdahale etmeye hakkı olmamalı.
Hayatın bazı alanlarında kadın, bazı alanlarında erkek birinciyse eşitlik kavramı ile kadın erkeği birbirine düşürmenin bir alemi var mı? Aslında kadın erkek arasında hayatın dengeli yürümesi için bir kavrama ihtiyaç var o da “Adalet” kavramıdır.
Ne demişler adalette eşitlik var ama eşitlikte çoğu zaman adalet yoktur.
O zaman kızlarımızı erkek çocuklarımızı yetiştirirken buna dikkat etmek lazım.
Benim üniversite mezunu üç kız, üç erkek çocuğum var. Kızlarım sırasıyla lise İmam-Hatip/çocuk gelişimi ünv.İlahiyat, ikincisi Anadolu lisesi ünv.Peyzaj ve üçüncü kızım da Anadolu lisesi ünv.Eczacılık mezunlarıdır. Yani okul tercihini yaparken kadınlık vasfını dikkate almaya çalışarak yaptık.
Bu yazımda serbest peyzaj mimarı olarak çalışan kızımdan örnek vermeyi düşünüyorum.
2009 yılında mezun olunca Diyarbakır’da onunla birlikte üç peyzaj mimarı vardı, benim bildiğim kadarıyla.
Ben ona bir sürpriz yapıp gazeteye bir ilan verdim. Kısa zamanda Tarım İl Müdürlüğünden onu arayıp bir iş teklifinde bulundular.
Kızım örtülü olduğu için o zamanın Tarım İl Müdürü hakkında şöyle bir dedikodu yapan oldu “görüyorsunuz gitmiş örtülü birine vazife vermiş.” Daha sonra kızımın o görevi nasıl aldığını anlayınca o dedikoducu insanlar özür dilemek durumunda kaldılar.
“Hevsel Peyzaj” adında bir firma kurup ciddi anlamda iş yapan tek peyzaj mimarıydı. Çok önemli projelere imza attı, uygulamalarında bulundu, kimisi parasını yedi, kimisi ondan fatura alarak iş yaptı faturanın vergisini dahi ödemedi. Bununla birlikte bir gün hayattan şikayet ettiğini duymadım.
Peyzaj Mimarı olan kızım Birdem Kaya’nın çalışmalarından bir kaçını paylaşayım.
Sadece bu çalışmalara baktığımız zaman dahi insana bir heyecan geliyor. Diyeceksiniz ki bu kadar çalışmalara imza atan başarılı bir insan kamuda çalışma teşebbüsü hiç olmadı mı?
Doğrusu benim zorlamamla oldu ama çalışma imkanı olmadı her defasında benim kızım ne yazık ki haklı çıktı.
Kızımın söylediği şu “baba ben işimin ehli bir insanım, bir kurumda çalışırsam bana istedikleri evraklara imza attıramayacakları için benimle çalışmak istemezler diyordu.
Bir defasında Yenişehir belediyesine müracaat ettirdim, bana dediği şu oldu “baba inanın en başarısız arkadaşımızı aldılar”
Bir gün Tarım fuarında Park bahçe daire başkanı bana yanaştı ve dedi ki “siz Birdem Hanımın babasısınız, Cumali Bey’e deyin senin kızını belediyeye alalım” ben uygun bir vakitte söyledim o zaman Dicle Vadisinin peyzajında çalışıyordu Cumali Bey dedi ki “işi bitince bana hatırlatın” ama ben kızımın belediyede çalışmaya hevesi olmadığı hissedince kendisine söylemedim.
Üniversiteye müracaat ettirdim dosyası zamanın Rektörünün önüne kadar gitti FETÖ engeline takıldı.
İster inanın ister inanmayın, sahtekâr bir peyzaj mimarını üniversiteye almak istediler onun sahip olduğu vasıflara göre bir ilan çıkardılar ve o geveze peyzaj mimarı üniversiteyle alay ederek “D.Ü.Beni almak istedi ama ben tenezzül etmedim” diyerek hava civa atıyordu.
Geçende yazımda kızımın ücretsiz olarak belediye için çizdiği bir proje vardı Cumali Bey zamanında istemişlerdi, ama uygulanamadı, Belediyenin etrafındaki o betonarme alanı görünce kahroluyorum, o projenin uygulanmasında fayda var demişim. Birileri utanmadan “Eyüphan Kaya kızına iş istiyor” diye gazeteyi arıyor, yazıklar olsun size bu yazıdan bu mu anlaşılıyor? Ben şehrime güzelikler kazandırmak istiyorum. Birileri de o küçük akıllarıyla hakkımda ileri geri konuşuyor.
Benim kızım üç yıldır mesleğine ara vermiş ikizlerine bakıyor, dünyanın en önemli işi olan annelik yapıyor. Geçenlerde, haftada sadece bir gün uygulamaya katılacak tarzda aylık 3000 TL ile çalışma teklifi ona geldiği halde yine kabul etmedi.
Bir de Dicle üniversitesinden arayıp CV’sini aldılar, yine olur mu olmaz mı bilemem ama eğer üniversite onunla çalışırsa yakın zamanda kampus alanında güzel bir çevre düzenlemesi olacak ben buna inanıyorum, ister inanın ister inanmayın benim bu konuda bir teşebbüsün olmadan onu aradılar. Bundan dolayı Üniversite yönetimini tebrik ediyorum, demek ki nitelikli eleman arıyorlar, bu yönetime de bu yakışır.
Mesleğiyle ilgili nice kongre ve konferanslara katılan, iş güvenliği ve sağlığı uzmanlığı, iç denetim, B-1 düzeyinde İngilizce ve daha nice sertifikalar alan başarılı bir peyzaj mimardır kızım.
Huzurunuzda kızımdan özür diliyorum zaman zaman onu kamuda çalışmaya zorladığım için, ama bu defa Üniversitede çalışırsa benim burada günahım yoktur.
Haydi hayırlısı olsun.