Sahuru fırsat, İftarı fırsat,
Bir Kadir gecesi var ki arayanların kadri, kıymeti artsın,
Hele Oruç insanın ruhunu resetliyor.
Doğrusu yaşam boyunca tövbe istiğfar edip kendimize gelmek için bin bir fırsat elimize geçiyor, ama bu fırsatların başında da Ramazan ayı geliyor.
Ne mutlu bu fırsatları değerlendirebilenlere. Resul-i Ekrem (SAV), Ramazan ayı üzerinden geçtiği halde günahlarının mağfiretini hak etmeyenlere yazıklar olsun, buyuruyor.
Yüce Allah’ın her Ramazan günü “Yok mu tövbe eden tövbesini kabul edeyim, yok mu mağfiret dileyen günahlarını affedeyim, yok mu dua eden duasını kabul edeyim” şeklinde kullarına manen seslenip rahmet kapılarını ardına kadar açtığı bu ayda bu nimetin farkında olanlara ne mutlu, bu çağrıyı kulak ardı edenlere de veyl olsun.
Mazereti olmaksızın oruç tutmayan insanlara şaşmamak elde değil. Ehli iman değilse ona söyleyecek bir lafımız yok, ehli iman ise hastaysa, yaşlıysa, yollardaysa hatta güneşin sıcağında çalışması zorluysa bile oruç tutmamasına, sonraki günlere ertelemsine fıkhın ölçülerine göre ruhsat vardır. Ayrıca bayanlar için adette olmanın yanı sıra hamile bir kadının ya da süt veren annenin de orucunu sonra kaza etmek üzere tehir etme hakkı vardır.
Daha ne kaldı, sapa sağlam olup Müslüman olan bir kimse oruç tutmamak için nasıl bir bahane bulabilir ki. Geriye oruç tutmayan iki sınıf kaldı, çocuklar ve deliler.
Ramazan orucu ümmet-i Muhammed için bir ay süreyle farz bir ibadet olduğu, İslamiyet’in beş şartından biri olduğuna şek ve şüphe yoktur. Ayrıca sahur ve iftarıyla, kıraat ve teravihiyle bir manevi olgunlaşma fırsatını veriyor.
Peygamberimiz şöyle buyuruyor;"Oruçlunun uykusu ibadet, sessizliği tespih, hayırlı işleri kat kat fazlasıyla kabul edilir."
Başka bir hadiste “Bir kimse ki söz ve davranışlarıyla kendini günahlardan alı koymuyorsa Allah-ü Teala’nın o kişinin aç ve susuz kalmasına ihtiyacı yoktur.”Sözünü de unutmamak lazım.
Peygamber(asm) o yüce şahsiyetiyle birlikte Ramazan’ın mükafatından daha çok yararlanmak ve Kadir gecesini ihya etmek umuduyla Ramazan’ın son on gününü itikafta bulunmuş. Yani beşeri ihtiyacı dışında zamanını camide geçirmiştir.
Öyle ise değerli dostlar Oruç ayını iyi değerlendirip günahlarımızın mağfiretini hak edecek kadar hakkını vererek, yüce Allah’ın rahmetine nail olmayı bilenlerden olmak lazım.
Hem nerden malum ki bir sonraki Ramazan fırsatı elimize geçecek. Bu Ramazan ayına yetiştiğimiz için Yüce Allah’a hamd ve senalarımızı gönülden sunarak, söz ve davranışlarımızı ona göre kontrol altına almalıyız.
Sahuruyla, iftarıyla sevabına iman ederek, sevabını sadece Yüce Allah’tan bekleyerek orucunu tutanlara ne mutlu.
Ona buna takışmadan, insanların kalbini kırmayan, gıybet ve dedikodudan uzak kalanlara ne mutlu.
Varsa zekat ve sadakasıyla, okuyabiliyorsa kıraatıyla, tespihat ve teravihiyle Ramazan ayını ihya edenlere ne mutlu.
En önemlisi de Yüce Allah’ın haberdar olduğu gönlünün derinliklerinden dile yankı veren sesiyle merhaba ey şehr-i Ramazan deyip Ramazan ayı geldi diye sevinen insanlara ne mutlu.
Bir de bu sene camiler cemaatle namaz kılmaya müsait değil teravihleri evde kılacağız inşallah, manevi/medeni cesareti toplayarak evde ailesiyle birlikte teravih kılanlara ne mutu.
Yüce Allah cümle ehli imana böyle keyifli bir hal yaşamayı nasip etsin. Ramazan ayını hafife alanlardan eylemesin. Amin,amin,amin.
Bu duygularla Ramazanınızı tebrik eder Bayram mutluluğuyla neticelenmesini Hakk Teala’dan dilerim.
Aile içi mutluluklar diliyorum.
Anne babasının duasını alanlara ne mutlu.
Eş ve çocuklarıyla selamlaşan kimselere ne mutlu.
Yüce Allah cümlemizi kavga, kargaşa, kaza, beladan korusun. Huzur ve mutluluk nasip etsin.
Hayırlı Ramazanlar dilerim.
NOT:Şafii mezhebine göre 8 rekat teravih de kılabilirsiniz. Bu da benden bir tiyo. Tereddüdünüz varsa müftülüğe sorabilirsiniz.