PSK, PAK ve HAK-PAR’ın iştiraki ile Mele Mustafayı Berzani’nin hayatı üzerine Diyarbakır Ticaret ve Sanayi odasının konferans salonunda bir panel gerçekleşti.
Mele Mustafa’nın abisi Şeyh Abdüsselam-ı Berzani 1908 yılında Osmanlı İmparatorluğundan bazı taleplerde bulunmuştu, Osmanlı bunu başkaldırı olarak kabul edip, Şeyh Abdusselam ve arkadaşlarını idam edince Mele Mustafa aynı yolda mücadelesine devam etti.
Bu talepler, 7 tanesini yerel, 5 ulusal çapta olan taleplerdi. Okuyunca ne kadar masumane talepler olduğunu eminim siz de kabul edeceksiniz.
Tabi bu talepler günün Padişahına ulaştı mı, ulaşmadı mı? Divani Hümayunda ve Meclisi Mebu’sanda müzakere edil mi edilmedi mi? orasını bilemem.
Yerel talepler;
1-Mülkiyet hakkının kaldırılması,
2-Arazilerin çiftçilere tevziinin yapılması,
3-Tüm köylerde Mescitlerin yapılması
4-Adalet ve eşitlik alanında çalışmaların yapılması,
5-Başlık parasının kaldırılması,
6-Köy konseylerinin oluşturulması,
7-Yetkili etkili insanlar tüm aşiretlerden seçilmelidir.
Ulusal talepler;
1-Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesi,
2-Eğitimin öğretimin Kürtçe ile yapılması,
3-Mülki amirlerde dahil tüm memurların Kürt’çe bilmeleri,
4-Şeriat Mahkemelerinin kurulması
5-Toplanan vergilerin bölgenin ihtiyaçlarına harcanması.
İnanın her bir maddesi üzerinde bir yazı yazılır. O günden bu yanı arada 112 yıl geçti ama hala da bu talepleri yerine getirecek bir yönetim ülkemizde dahi oluşmadı.
Yerel talepler;
1. ve 2. maddeyi ele aldığımız zaman o günün şartlarında ve hala da kimi Ağa/Bey bir, ya da birkaç köy sahibi çiftçiler de rençper düzeyinde çalışıyor. Bu doğru bir durum değildir. Tüm insanlar Allah’ın kulları ve mülk onudur, öyleyse dağılımı adil yapmak lazım. Başka türlü huzuru yakalamamız çok zor.
3., 5. ve 6.madde ise gayet makul talepler. Mescitlerin ibadetin yanı sıra istişare yeri olarak da çok amaçlı kullanılması, Köy konseyinin oluşturulup belli yetkiler ile desteklenmesi ve köyün buradan yönetilmesi gayet yerinde bir yönetim şeklidir. Başlık parasının kalkması da toplumsal huzurun bir gereğidir, evliliği kolaylaştırır. Üstelik Başlık Parası kız çocuklarını değerden düşürür.
4. ve 7.madde de devleti işleyişini kolaylaştırır diye düşünüyorum.
Ulusal taleplere gelince;
1. ve 2. maddeler hala da devlet mekanizmasının bir kusuru olarak çözüme kavuşmamış ve ne yazık ki bu konuda maddi manevi zayiatımız oluşmuştur.
3. maddede Mülki amirler halkın dil ve kültürünü tanıma talebi de gayet insani bir talep, bizim kuşak değil ama bizden öncekiler bunun kahrını çok çektiler.
5. madde yatırım ve hizmet açısında bölgeler arasında uçurum hala var. Zamanında bu ihmaller olmasaydı ülkemizin huzuru bir başka olurdu.
4.madde Şeriat mahkemeleri yerine; Alman, Fransız, İtalya ve Belçika’dan aldık o gün bu gündür bir türlü huzur bulamadık. İslami mahkemelerin nesi eksikti ki bu kabahat işlendi diye sormak sorgulamak lazım.
ğitim Fakültesinden bir alt devrem olan Sait Veroj arkadaşımı bu hakikatleri günümüze taşıdığı için tebrik ediyorum.
Daha önce de Mele Mustafa Berzani hakkında bazı yararlı şeyler duymuştum, ama bu arşiv bilgileri bana daha da huzur verdi.
Mesela Peşmergeye şöyle bir uyarısı var; “Bir gün namazı bıraktığımı görseniz artık arkamda gelmeyin”
Bir gün istihbaratı diyor ki; “Saddam’ın çok önemli bir komutanının yerini tespit ettik, uygun görseniz evi havaya uçuracağız” kendisi diyor ki “ondan başka o evde kimse var mı?” “evet eşi ve çocukları da var”. Denilince, O da diyor ki “böyle bir saldırı yapsak bizim Saddam’dan ne farkımız kalıyor, eşi ve çocukları günahsız insanlardır, sakın ha!” diyerek müsaade etmiyor.
Şu anda da Anayasalarının ikinci maddesinde “çıkarılan yasalar Kur’an’ın özüne aykırı olamaz” deniliyor.
Kız ve erkek okulları ayrıdır.
Çarşı pazarda yabancı kız ve erkekler elele dolaşamazlar.
Allah hayra vesile kılsın. İnşallah bu yönetim her geçen gün olgunlaşır ve dünyaya örnek bir yönetim tarzı olarak model olur.
Bağımsızlık referandumu seçim pusulaları dört dille hazırlanmıştı.
Kendilerine başarılar diler, selam ve selametle kalın diyorum.