Malum 3Y ile ifade edilen bir Devlet yapılanmasından hep bahsediliyor; Yasama, Yürütme, Yargı.
Gerçekten her biri en az diğeri kadar önemli kavramlardır. Peki bizde 3Y ne durumda derseniz; Meclis cılız, Yürütme ve Yargı da girift halde gidiyor maalesef!
Nasıl derseniz?
İstanbul sözleşmesini grubu mecliste olan dört partini şerhsiz, itirazsız, firesiz kabul etmesi bir yana, onun hukuka sirayeti olan 6284 numaralı yasa da bir facia.Malum İYİ parti o zaman mecliste yoktu, ama ondan da bu sözleşmeye ve yasaya kayda değer bir itiraz gelmiyor,
“Kadının beyanı esastır” ifadesiyle, erkeğin ifadesine başvurmadan sokağa atılması, emsali görülmemiş bir zulüm; Meclisin Adalet komisyonunun ne kadar cılız olduğuna, vekillerin ne kadar ilgisiz olduğuna bir delildir.
Kadın evden ayrılınca sığınma evine gidiyor, ama erkek evden atılınca bir adres gösterilmemesi de yasanın ayrıca çarpık bir yanı.
Üç beş gün sonra hemen erkeğin ifadesi alınıp, olay hukuki bir zemine oturtmak gerekirken, üç ay, altı ay evden uzaklaştırma verilerek eşleri birbirinden soğutuyor, aralarında kin ve nefretin büyümesine neden oluyor.
Sevindirici bir gelişme bu konuyu yakından takip eden Adalet Bakanlığı bir Genelge yayınlayarak bu anormal yasanın sıkıntıların hafiflemesine bir katkı verdi, ama bu pansuman tedbirdir kanaatimce, yasanın düzelmesi lazım.
Ayrıca 18 yaş altı kız çocukları için Kadın kavramının babanın çocuğu için nasihat tarzı bir müdahaleyi ortadan kaldırıyor.
Gece saat 23-24 saatlerinde kız bir yabancıyla kapıya gelirse, baba “Bu kimdir” diyemiyor.
Evinde kızı ile zina eden baba kızına bir tokat attı diye para cezasına çarpıldı. Mazur görün söylenecek gibi değil ama örnek verilmezse de olmuyor. Feminist gruplar bu yasayı allayıp pullayıp birilerine hoş gösteriyorlar. Aslında kadınların buna itiraz etmesi lazım.
Bu yasa için normaldir diyen biri; kültür ve tarihimizde hangi vasıflarla anılırlar sizin vicdanınıza bırakıyorum.
Bu yasa yürürlükte olduğu halde vatandaştan tutun vekile kadar sessiz, ilgisiz kalanlar da “rızayı kabahat aynı kabahattir” atasözü gereği aynı suçun ortaklarıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisini göreve davet ediyorum. Bu yasayın bir an evvel inanç ve kültürümüzle uyuşur vaziyete getirmeleri lazım.
6284 numaralı yasanın hayata verdiği sıkıntılardan yaşanmış birkaç hadise.
Olay aktörlerinin ismini vermek onlara karşı saygısızlık olur diye müsaadenizle harf kullanayıom.
1-Adı H.Y. Mesleği İmam-Hatip
H.Y. iki oğlunu da yanına alarak,
Ankara’da eşinden boşanmış, ancak ahlaksız, kadın pazarlamacısı bir kadının evinde kalan dul kızını eve getirmeye gidiyorlar. Nevşehir civarında kız bağırıp çağırıyor “beni zorla götürüyorlar!” diyerek.
Daha sonra pişmanlık dilekçesi verdiği halde dava düşmedi.
Gel zaman, git zaman hem kızın babası hem kadının kardeşleri 3’er yıl 6 ay ceza alıyorlar.
Bereket versin ki karar tashih aşamasında dosya reddedildi.
*Halbuki bu kız akli dengesi dahi tam yerinde olmayan geldikten sonra D.Ü.Tıp fakültesinde 36 gün psikiyatride yatan ve babasının mümtaz ocağında halen yaşayan biri.
2-İsmi S.İ, Mesleği İşadamı.
Milyon dolarlık servete sahip bir işadamı eşi kardeşiyle iş birliği içinde kendisine bir komplo düzenleyerek kızını ayarlıyorlar ve kız “babam bana tecavüz etti” diyor ve onu ceza evine atıyorlar.
Sonradan bunun bir iftiradan ibaret olduğu anlaşılıyor.
3-Adı.H.Ü. Mesleği Gazeteci Yazar.
Komşu kadın kızıyla arada bir evine gelip gidiyorlar bir gün bir insi şeytan kadına diyor ki “kızın bu adam bana tecavüz etti” desin, kız ikna oluyor, öyle şikayet ediyorlar ve adam ceza alıp birkaç yıl ceza aldıktan sonra orada ölüyor, vicdan azabında dayanamayan kız, H.Ü’nün avukatına yalan söylediğini itiraf ediyor.
4-Adı X, Mesleği esnaf.
Kendisi büyük bir bakkal dükkanı işletiyor, komşu kadınlardan biri borç olarak bir şeyler talep ediyor, bakkal vermeyince daha sonra kızını gönderiyor, kız kameraların gözetiminde olan bakkal dükkanını geziyor, sadece bir iki saniye kamera alanına çıkıyor, bir anda eşyaları dağıtıyor, bu adam bani taciz etti diyor ve adam şu anda cezaevinde
5-Adı-y, Mesleği Öğretmen.
Kendisi okluda nöbetçi öğretmenken sigara içen iki kız çocuğunu görüyor. “Sizi ailenize söyleyeceğim” diyerek onarı uyarıyor. Bu kızlar ağız birliği yaparak “öğretmen bizi taciz etti” diyorlar. Adam 7 yıl ceza alıyor, eşi ondan ayrılıyor.
Vicdan azabına dayamayan kızlar dilekçe verip kendini yalanlıyorlar adam ceza evinden çıktı ama olan oldu, bu öğretmen ömür boyu bu kara lekeyi alnında taşıyacak.
6-Adı-Z, Mesleği Aile Hekimi.
Kendisi aile hekimine giden bir bayan doktorla bir az tartışıyorlar, odadan çıkan kadın söyleniyormuş “bu adama bir iftira atacaksın ki aklı başına gelsin”
7-Adı-K, Mesleği Hâkim,
Bir bayan Avukat, Hakimden randevu alıp bir dosya üzerinde konuşuyorlar, Avukat “ bu davayı böyle karara bağlaman lazım” Hakim “bu mümkün değil” deyince bayan Avukat, “Hakim beni taciz etti” diyerek şikayet ediyor ve Hakim açığa alınıyor.
Ya bir şikayetle evinden 3 ay 6 ay uzaklaştırılan yüz binlere ne demeli?
Kısacası bu yasa bu haliyle toplumsal huzurumuza katkı vermiyor, yetmiyor benim, senin gibi vatandaşları da üzüyor, tedirgin ediyor. Acilen Mecliste gündeme getirip revize edilmesi lazımdır.
Meclisi göreve davet ediyorum!