Evet İnsan, İnsan, Milli İnsan…
Milli uçak, milli araba, mili silah icad edebilirsiniz, ama bu malzemeyi kullanacak milli insanınız yoksa gerisi nafile kalıyor.
Tıpkı son yıllarda dile gelen bir ifade gibi “istikbal göklerde değil, köklerdedir”.
Malum iki bakanlığımızın başında milli kavramı var, biri milli savunma , diğeri milli eğitim, bir de dilim varmıyor milli piyangomuz var. Şans oyunlarının, daha açık bir ifadeyle kumar oyunlarının milliliği nereden geliyor onu da anlamış değilim.
Milli Savunma uzun zamandır bunun sıkıntısını yaşıyordu,15 Temmuz ile birlikte özüne döndü ve bu halkın değerleri olan ezan, sala ve tekbir ile barıştı her geçen gün milli değerlerimizi özümsüyor.
Peki ya Milli Eğitim, işte orası hala meçhul gibi…
Yani Milli Eğitim Bakanlığımız müfredatımızı Dilimizle, Dinimizle, Tarih ve Kültürümüzle daha tam barışık bir hale getiremedi.
Çünkü Talim Terbiyemiz Amerika’nın güdümünde şekilleniyor.
Dilimizi konuşamıyoruz…
Harf inkılabını yaparak dünyada bir kaba kabahati işleyenler cebren ve hile ile kendini bu millete kabul ettirdiler. Hele bir düşünelim;
*Halık ses tonumuza göre kaç anlama geliyor? Yaratıcı, hilak(yok) eden, berber gibi anlamları var,
*Tayyip ile Ticaret kavramlarının T’si aynı olur mu?
*Kalem ile Kelamın K’sı aynı telaffuz ile söylenebilir mi?
*Kul anlamına gelen “abd” kelimesini dile getirecek harfı bile bizden esirgediler,
*Zalim/Zulmet ile Zinet için kullanılan Z aynı mı?
*Saf ile Salim harfları aynı mı?
Gördüğünüz gibi alfabemize en az 7-8 harf eklenmelidir ki rahat konuşalım.
Peki bu harfları kim ne hakla alfabemizden esirgedi, hiç düşündük mü? Şu nemelazımcılık bizi perişan etti.
Ya Türkçe dışındaki dillerimiz, onları üstelik tanımadı; Kürmancça, Zazaca…vs sadece tanımak mı, konuşulması dahi yasaklandı.
Dinimizi öğrenemiyoruz, yaşayamıyoruz…
Şu dini mübini; savm u salat, hac ve zekat, kelimeyi şehadet olarak bize tanıttılar, gerçekten bu yeterli midir?
Halbuki bunları yerine getirmekle daha nefer oluyorsunuz, asıl görev ondan sonra başlıyor,
Tebliğ görevi yapmak, haksızlığa karşı durmak, garip gurabanın hakkını savunmak, ülke yönetimine müdahil olmak, hayata sıkıntı veren yasaların islahı için uğraşmak,
*Bir de “siyasetle din ayrı şeydir” diye kocaman bir yalan piyasada dolaşıyor haberiniz olsun
Ölçü tartıya dikkat etmek, emaneti sahibine vermek, doğru sözlü olmak, helal harama dikkat etmek,
Kanaat ehli olmak, Allah’ı zikr etmek, gözünü haramdan alıkoymak, küfrün tesirinden kurtulmak için her fırsatı değerlendirmek…
Bunları talim terbiyemiz öğretmedi, hala da öğretemiyor.
Tarihimizi eksisiyle artısıyla öğrenemiyoruz…
Herhalde bir milletin tarihi bu kadar ters yüz kaleme alınabilir, üstelik tarih kitabımızın bir kısmını yazan adamlar Hırıstiyan’dır. Tarihi şahsiyetlerimizin kimisi haksız yere kahraman, kimi kahramanlar da vatan haini olarak gösterildi, 100 öncesindeki bu milletin tarihi de görmezlikten gelindi.
Büyük Millet Meclisi, Meclis kayıtlarına göre Türklerin ve Kürtlerin Meclisi olarak açıldı, ama İnkılap Tarihinde Kurtuluş Savaşına olumlu bir katkı adına Kürt vatandaşlarımızın çabaları bir yerde geçmiyor, sadece ülke aleyhine faaliyet gösteren cemiyetler arasında Kürt Teali Cemiyeti olarak bir yerinde Kürt kelimesi geçiyor o kadar.
Hiç olmazsa İzmir’de Yunan bayrağını indirip ay-yıldızlı bayrağını göndere çeken Diyarbekir’li Kürt Reşo’dan bahs etseydi, kıyamet mi kopardı.
Halbuki Kürtlerin yaşadığı bölgeye o sıralanan komutanlar silsilesinden kimse olmadığı halde düşman buralara giremedi.Artık ne zaman bu hakikatleri insanımıza anlatacağız, sabırla bekliyoruz.
Kültürümüzü yaşama sevincini yaşayamıyoruz..
Bir toplum mozayığinin ana karışımlarından biri de kültürel değerlerdir, ne yazık ki kültürümüz de insanımıza anlatılmıyor.
Kılık kıyafetimiz, edebimiz, çömertliğimiz, misafirperverliğimiz, küçüğe karşı sevgi, büyüğe karşı saygıyı da anlatamadık.
El hasıl;
Milli Eğitim Bakanlığımız Milli insan yetiştiremedi, yetiştiremiyor. Bizim vazifemiz ismi gibi müfredatını da, müfredatını anlatan öğretmeni de millileştirmek, milli derken ırk milliyetçiliği akla gelmesin, biz milleti İbrahimiz, İslam toplumun bir parçasıyız, bu da böyle biline.
Vesselam.