Parlamentoya; hürriyeti elinde olan, halkın derdiyle hemhal, hayata sıkıntı veren yasaları değiştirmeyi dert edinen ve devlet mekanizmasında yer alan kimselere ayar verebilecek kimseleri gönderebilseydik şu anda yaşadığımız sorunların birçoğu olmazdı.
Hele ona gücümüz yetmiyor diyelim, peki Belediyenin Meclis Üyelerini seçmeye de mi gücümüz yetmiyor?
Belediye meclisleri; şehrin sorunlarının ele alınıp tartışıldığı, çare çözüm arandığı yerlerdir. Malum belediye öyle bir kurumdur ki her vatandaşın bir şekilde onunla irtibatı ve ilişkisi vardır.
Eğer Belediye Başkanı halkın huzur ve mutluluğunu dert edinirse, meclis üyeleri de ona katkıda bulunursa şehrin sorunları %51 belediye üzerinde çözülebilir. Yok efendim eğer politik bir tarzla belediye idare edilirse vay o şehrin haline.
Belediyeden azami düzeyde verim almak istiyorsak Meclis Üyelerini seçerken çok dikkatli olmalıyız.
Hani ne demişler “şeref-ül mekani bil mekin” Bir yer orayı işgal edenin değeriyle orantılıdır. Dolayısıyla Belediye Meclis Üyelerini listeye alırken bu vebali düşünmeliyiz.
Nitelikli bir Encümen;
Doğruya doğru, yanlışa yanlış derken “grup kararıdır deyip el kaldırıp el indirmemeli”.
Hangi partiden olursa olsun halkın menfaatini düşünerek Meclis çalışmalarına katkı vermeli.
Şehrin sorunlarından, maddi manevi meselelerinden haberdar olmalı, bu konuda söyleyecek sözü olmalıdır.
Şehrin ulaşımı, temizliği, açlığı tokluğu, ekonomisini, ahlaki yapısı, kültür ve inancını ayakta tutmayı, dert edinip bu konuda projeler üretmelidir.
Fi tarihte bir vatandaş belediyeye semt pazarının binalarına verdiği sıkıntıyı şikayet etmeye gidiyor, belediyenin elemanı diyor ki; “Kürt sorunu var” vay batsın senin Kürt sorunun, o senin vazifen mi? Senin vazifen vatandaşın hayatını kolaylaştırmak, yaşadığı sorunu ortadan kaldırmaktır.
Demem o ki Diyarbakır’da çoğunluk oluşturan partinin meclis üyelerinden çok, diğer partilerin üyeleri önemli. Ne yazık ki DEM’in Büyük Şehir Belediyesi adayını belirleme tarzı da Meclis Üyelerinin seçimi de Belediyenin verimli iş yapmasına endeksli değildir. Öyle olsaydı iki kişi arasında yapılan seçimde de, üç kişi arasında yapılan seçimde de birinci olan Garip Kandemir aday olmalıydı, ama orijinal bir Kürt olan Kandemir bir hile ile devre dışı bırakıldı. Zaten onlar için bir şey yazıp çizmeye de gerek yok, ben diğer partiler için uyarıda bulunuyorum.
Dolayısıyla Meclis üyeleri seçerken,
1-Siyasi geçmişine ve olgunluğuna,
2-Aile yapısına ve geçmişine,
3-Bir derece okur yazarlığına,
4-Bir konuda icap ederse ifade cesaretine,
5-Belediye Meclisine ne katabilir? Soruna olumlu bir cevap alıp almayacağınıza,
6-Birilerin adamı olup olmadığına,
7-Birilerinin hatırı ya da baskısıyla yanlışa karşı evet deyip demeyeceğine bakınmak lazım.
Böyle adamları arayıp bulmak yöneticilerin vazifesi. Belki ilçe belediye başkanlarını istediğiniz gibi seçemediniz, karar genel merkezlerde alındığı için gücünüz yetmedi, bari burada elinizi masaya vurun, bu şehrin belediye meclisi iyi işler yaparsa size duacı oluruz, yanlış kararlar alır, şehre sıkıntı verirse karar vericilere beddua edeceğiz, bu bizim hakkımız.
Belediye meclisi deyip geçmeyin, birilerine peşkeş çekilmesine fırsat vermeyin, özellikle vekiller Ankara’da işlerini yapacağına gelip bu listelere müdahale ediyorsa bu onlar için kaba bir kabahattir! Diyor ve yazımı sonlandırıyorum.
Selam ve selametle kalın.