“Ağaç yaşken eğilir” diye bir atasözümüz var,
Hz.Ali’ye biri soruyor, “çocuğumu nasıl eğiteyim ya imam?” o da diyor ki; “çocuk kaç yaşında?” adam “3 yaşında” deyince, Hz.Ali, “geç kaldınız” diyor.
Peygamberimiz (sav) diyor ki; “7 yaşına kadar çocuklarınızı sevin, 7-14 arası eğitin, ondan sonra onlarla istişare edin.”
Bütün bu değerleri yan yana getirdiğimiz zaman erken yaşta çocuğu eğitmenin önemi ayan beyan ortaya çıkıyor. İşin ilginç yanı bir kısım vatandaşlarımızın bu seçkin çalışmaya karşı olmasıdır.
Sıbyan okuluna giden bir evladımız;
Helal haram kavramını dikkate alır,
Sağlam bir Allah inancıyla tanışır,
Büyüklerine karşı hürmeti, küçüklere karşı merhameti öğrenir,
Çevreyi sever, canlı cansız ne kadar varlık varsa onlarla uyumlu yaşar,
İnsanın eşrefi mahlukat olarak yaratıldığını ve yeryüzünde Allah’ın halifesi olduğuna inanır,
Yeryüzünü imar etmekle yükümlü olduğuna kanaat getirir,
Vakarlı bir şahsiyete sahip olur,
Dünya ve ahret dengesini sağlamaya çalışır…vs.
Hayatımdan örnek vermek istiyorum,
Ben 4 yıl 4 aylıkken babam beni Kur’anı Kerim dersine götürmek için sırtına aldı ve köyün hocasına götürdüğünü hatırlıyorum. Bu gün eğer sağlam bir iman, güçlü bir kişiliğe sahipsem onun sayesindedir,
Komünistliğin moda olduğu bir dönemde ben Kimya fakültesinde öğrenciydim, bir çay bahçesinde biri benimle uzunca tartışmıştı, ne sorduysa cevabını vermiştim, sonra bene dedi ki, “sen bu fen kitaplarından bir şey anlamamışsın” ben de dedim ki “doğru söylüyorsun çünkü benim imanımı benden alamamış.”
İşte mesele budur kardeşim.
Sıbyan okuluna giden bir kimse,
Karısının çıplaklığıyla hava atmaz,
Makyajıyla caka satmaz,
Kendini başkasına beğendirmek için caba sarf etmez.
Kadınsa evinin sultanı, hanımı olur, icap ederse çalışır ama çalışınca da hep aklı evinde olur, o anneliği asıl vazife başka işleri ise süreli bilir, o anneliğin paha biçilmez bir değer olduğuna inanır.
Peygamberimiz(sav); “cennet annelerinin ayakları altındadır” buyuruyor, kadınların ayakları altındadır demiyor, bir kadın ben de bu hayatta erkek gibi çalışmak için varım derse kazandığı para kadar değerlidir, ama ben anneyim derse işte o zaman hakkı ödenemez, değerine paha biçilemez.
Kimse kadınlarımızı sokağa çekerek bizim de buna karşı sessiz kalmamızı beklemesin, o zaman ev annesiz, yuva çocuksuz kalır, erkek bir telden, kadın bir telden çalar ve hayat zorlaşır.
Biz toplum olarak nitelikli vatandaş yetiştirirken özellikle geleceğin annelerini yetiştirmeliyiz, anneyi paraya pula değiştirmeyen kadınları ve bu kadınları baş tacı eden erkekleri yetiştirmeliyiz, bunun da yolu sıbyan okulundan geçiyor.
Kimsenin İslam düşüncesinden korku, kaygı ve endişesi olmasın.Namuslu insandan bu topluma zarar gelmez. Vatan ve millet sevgisi, bayrak sevgisi bunlarda had safhadadır. Parayla pulla, gece hayatıyla, sarhoş ayaş yaşamakla kimse adam olmamış. Memleketin direksiyonu iyi insanların elinde olsa hayat kolaylaşır, çünkü helal haram kavramını bilen kimselerdir, bunlardan beyaz yakalı hırsızlar çıkmaz, devletin hazinesine samanlık faresi gibi göz dikmezler, onlar insanlığa, milletine ve kendine yararlı kimseler olurlar.
Torunlarım sıbyan okuluna gittiler, inanç, kültür ve değerlerimizle barışıktırlar elhemdulillah, herhangi bir yerde ay yıldızlı bayrağı gördüğünde “Dede bu bizim bayrağımız” diyorlar, Türk bayrağı demezler, işte aidiyet böyle oluşur. Diyaneti bu çalışmalarından dolayı tebrik ve takdir ediyorum.
Buna karşı olan ya cahildir, ya da haindir. İslam düşmanlarında akıl alacak kadar Anadolu insanı düşmemelidir diye düşünüyorum. Biz millet olarak hem dinimizi hem dünyamızı Allah’ın istediği tarzda şekillendirmeliyiz. Artık yeter.
Selam ve selametle kalın.