Dünya menfaati, eğlencesi ve lezzeti gözümüzü bağlamış. Varsa yoksa para diyerek, sanki her şey para ile hal olurmuş gibi bir zihniyete esir düşmüş duruma geldik.
Bazı işler var ki parayla yapılmaz. Öğretmenlik, Din görevliliği, Sağlık hizmeti ve Emniyet personeli olma gibi meslekler maaşının parasal miktarı düşünerek yapılmaz. O mantıkla yapılsa da verim elde edilmez. Bu tür vazifeler gönül işidir. Aslında bu mesleklerin emeklileri 3600 ek göstergeyi de bundan dolayı makul görmüştüm.
Bunlardan daha önemli olan “annelik vasfı” da para ile taşımak mümkün değildir. Çünkü bu öyle bir vazife ki parasal karşılığı yoktur. Çocuğun baba ocağında anne kucağında büyümesinin ederini kimse parasal değerini ölçemez.
Günün 24 saati, gece gündüz demeden yapılan bir işinin parasal karşılığını kim ölçebilir. “Cennet annelerin ayaklarının altındadır” ifadesi ancak bunu karşılar.
Tutturmuş bir kardeşimiz ara sıra paylaşıyor; “Ev hanımlığı devlet memuru statüsünde bir meslek olsun” diyor. Yahu muhterem devlet memuru mantığıyla annelik yapılırsa doğan çocukların yarısından ölür, kalan da yarım adam olurlar.
Bu zor hayat şartlarında belki evli kadınlar sigortalı sayılıp asgari ücretin1/3’ü oranında kendilerine bir ücret ödenebilir. Çocuk başına da asgari masrafını karşılayacak tarzda bir artış olabilir.
Duyduğum kadarıyla bir evli çift 6 çocuk sahibi olmuşsa Fransız devleti hem anneye hem babaya “siz çocuklarınıza bakın artık işe gelmeyin, maaşınızı almaya devam edin” dermiş, çünkü 6 insan yetiştirmek öyle kolay bir iş değildir. Ancak anne ile baba iş birliği içinde birbirine destek ve dayanak olurlarsa 6 evlat yetişebilir.
Şimdi bizim Aile Bakanımız tutturmuş, çalışan kadına destek üzerine destek açıklamasını yapıyor. Bu aklı kimden alıyorsa Allah ona zihin açıklığı versin, bir topluma bu kadar mı yanlış yapılabilir?
Acaba “anne işte, baba işte, çocuk kreşte” bir tarzda evlat yetişeceğine mi inanıyorlar? Benim kızım eczacı, iki yıl çocuğuna baktı, üçüncü yılda işe gidiyor diye hepimizin aklı çocukta kalıyor. Kreşte yeme içme var, oyun eğlence de var, ama anne kokusu yok, anne kokusu!
Bir süre önce tutturdular “çalışan annelere 650TL yardım” dediler. Şimdi de çalışan annelere 1300 TL vereceklermiş.
Bir kızımın ikizleri var, 300TL’lik çocuk bezi yardımı bile kendisine yapılmadı. Elhemdulillah iki yıldır işe gitmiyor, bir az da katkılarımızla çocuklarına bakıyor, evlat yetiştiriyor.
Hem hiç düşündünüz mü? Çalışan eşler kaç çocuk yapabilir ki? Ben ikiden fazla çocuk yapan çalışan eşler görmedim. Halbuki bir toplumda anne başına düşen çocuk sayısı 2.1’in altındaysa o toplum yaşlanma moduna girmiş demektir. Hani Cumhurbaşkanımız en az üç çocuk yapmanızı bekliyorum diyordu annelere. Siz ise bu anneleri yardımdan mahrum bırakıyorsunuz. Bu haksızlık değil mi?
Bir arkadaşım anlatıyor; kızı ve damadı çalışıyor ikisi toplam 12.000TL alıyor, onlara 1300 TL daha gelecek, gelini çalışmıyor ev hanımı kocası 4.000TL alıyor ona yardım yok. Allah aşkına dünyanın neresinde böyle bir haksızlık görülmüş?
Belki asgari ücretle çalışan annelere bu destek verilseydi yine bir derece makul olurdu. Ama siz sadece çalışan diyeceksiniz, onların kim olacağı da belli değil. Böyle vitrinlik işler iş sayılmaz, sadece üç günlük bir huzursuzluk oluşturur o kadar. Ama bunun karşılığında Külliyenin kabinesine de gölge düşürür, leke sürer.
Ayıp ayıp, bu devleti yanlış ve çarpık yönetim tarzınızla değerden düşürmeyin, bu işi beceremiyorsanız bir kenara çekilin, müsaade edin Aile bakanlığı ailelerin duasını alsın olmaz mı?
Zehra Zümrüt Selçuk hanım artık bu tür yanlışlara son verin ve böyle sansasyon yaratacak harbelerle gündem oluşturmayın olmaz mı?
Bir yanda KADEM aracılığıyla İstanbul Sözleşmesi, 6284 numaralı yasa, CEDAW ve Sürekli nafakanın arkasında duruyorsunuz, yetmedi bu defa kadınlarımız arasında bu adaletsizliği oluşturuyorsunuz.
Neymiş efendim AB projesiymiş, batsın bu proje! insanım arasında adaletsizlik oluşturmak şartıyla kabul edilen proje olmaz olsun. Bence siz AB projesi yapacağınıza Anadolu projesi yapın, yapın ki biz de sizi alkışlayalım. Bu sene yapılan zamların %1’ini evli kadınlarımıza verin, yeter de artar.
Bu proje bir şartla uygulanabilir, çalışan anne eğer çocuğunu yetiştirmek için ücretsiz izne ayrılırsa o süre içinde zaten sigortası devam eder, üstelik 1300TL de katkısını alır ve karşılığı para ile ölçülemeyecek kadar saygıya layık olan, anneliği evladına yapar ve insan yetiştirir.
Ev hanımı olmayı kabul eden kadınlarımıza da muhakkak bir hak tanımak lazım. Eğer böyle uyduruk projeler ile kamuoyunu oyalarsanız, yakında başkasına devredeceğin bu bakanlıktan geriye size sadece beddua kalır bilesiniz.
Ailenin huzuru toplumun huzurudur, o da ev hanımlığının bir değer olması ve cazip duruma gelmesine bağlı olduğuna inanıyorum. Buyur evlilikleri cazip hale getirin. Belediyelerle isteyen her evli çifte 1+1 dayalı düşeli 5 yıllığına ev verin. Bu toplum az nefes alsın olmaz mı?
Aile yapımızın korunmasına, yaşamasına destek verenlerden Allah razı olsun. Unutmayın Millet Bahçelerinde çocuklar anneleriyle el ele oynamıyorlarsa o bahçelerin tadı tuzu olmaz.
Selam ve selametle kalın.
Eyüphan Kaya
Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanı