Sivil akıl, engelsiz akıl, hesbi akıl ancak hayata kalite katabilir.
Sene 2010 İslam Konferansı Örgütü(İKÖ)’nün toplantısına katıldım, 7 oturum 21 saatlik kongrede İslam Dünyasının sorunları ve çözümleri üzerinde konuşmalar yapıldı, sorunlar tespit edildi, çözümler sunuldu.Ben de ilk defa uluslar arası bir konferansta müzakereci olarak kürsüde konuşma fırsatını buldum.
İkinci gün 4. oturumda söz alan bir bilim insanı dedi ki; “Arkadaşlar dünden beri İslam dünyasının ufak tefek sorunlarını tartışıyoruz İslam dünyasının üç temel sorunu var;
1-Tahsil düzeyimiz düşüktür. Sadece japonya’da 1400 tane üniversite var, İslam dünyasının tamamında 700 civarında üniversite var, onun da kalitesi tartışılıyor.
*Her ilimizde bir üniversite kuruldu değil mi?
2-Ekonomimiz zayıftır. Müslüman nüfus olarak dünyanın 1/5’i kadar nüfusumuz var, ama dünya ekonomisinin 1/10’u düzeyinde üretiyoruz. Dolayısıyla dünyayı geride takip ediyoruz.
*Dünyanın ilk on ekonomisine girme motivasyonu kaynağını buradan alıyor.
*Unutmayalım müslüman nüfus olarak şu anda dünya nüfusunun 1/4’ü düzeyindeyiz.Ama nitelik sorunumuz var, çünkü sivil akla pek değer vermiyoruz.
3-Sivil Toplum Kuruluşlarımız az ve zayıftır. Şu anda dünya üzerinde tesir bırakan 5000 kadar STK var, bunların 1170 tanesi Newyork’ta insanlığın başına çorap ürüyor.
*İçişleri Bakanlığı bünyesinde bulunan Sivil Toplum Daire Başkanlığı Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Genel müdürlüğü oldu.
Siz sanmayın ki bu dünyayı siyasiler ve bürokratlar yönetiyor, dünya sivil toplumun elinde, bir top gibi oynatıyor.
Bu konuşmadan aldığım ders sonucu sivil toplumcu olmayı tercih ettim, an itibariyle 10 kadar STK’ya üyeliğim, bazılarına da gönüllü üyeliğim var.
O zaman adı İslam Konferansı Örgütü(İKÖ) olan bu oluşum kapatıldı ve ondan sonra;
*İslam İş birliği Teşkilatı(İİT),
*Dünya İslam Formu(DİF),
*ASSAM’ın yürüttüğü Konfederal İslam Devleti (ASRİKA) çalışmaları.
*İslam Dünyası STK’lar Birliği(İDSB)… vb oluşumlar meydana geldi. Bu oluşumlar vasıtasıyla bilgi ve tecrübe sahibi insanlar bir araya getirilerek “Ortak Akıl” üretiliyor.
İDSB, 354 mega üyeleriyle 6 kıtada 61 ülkede faaliyetlerini sürdürüyor, İslam dünyasını geleceğe hazırlıyor. Mega üyeler diyorum, örneğin ülke içinde ve dışında yüzlerce şubesi olan İlim Yayma Cemiyeti 354 üyeden bir tanesidir. İHH hakeza...
Bu çalışmaların bizzat katılımcısı, gözlemcisi olmam hasebiyle çok çok önemsiyor, hem İslam dünyasına hem de dünyanın tamamına hayır getireceğine inanıyorum.
Mesela TASAM önderliğinde iki defa Van’da, iki defa Tebriz’de 4 defa Türkiye İran yetkililerini bir araya getirip, tanışmalarına, karşılıklı sitemleri paylaşmalarına ve birlikte hareket etmelerine zemin hazırlamaya vesile olduk.
Türk Asya Stratejik Araştırma Merkezi(TASAM) yaptığı çalışmalar ile göz dolduruyor, devlet aklını besliyor. Akademik hayatını ülke geleceğine feda edip olağan üstü bir performansla çalışan TASAM başkanı Süleyman Şensoy ve çalışma arkadaşlarını candan tebrik eder, başarılarının devamını diliyorum.
Günlük siyaset ile bürokratik faaliyetler ile hayat yürümez, bununla siz ancak retorik işler yaparsınız, hayatı ancak vahyin gölgesine çalışan engelsiz akıl yaşanır hale getirir.
Birleşmiş Milletler(BM) Güvenlik Konferansında söz alarak “BM ilahi öğretiyi tanımıyor, dolayısıyla dünyaya huzur adına değer katması çok zor, eğer icap etmeseydi yüce Allah peygamberlerini gönderip insanlığa yol göstermezdi” dedim ve bu ifadem Umman’dan gelen bir Profesörün katkısıyla deklarasyona geçti.
5 Yıl önce başlayıp şimdiye kadar yüzlerce faaliyet gösteren Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu bölge başkanıyım, 28 ilde aktif çalışmalar yaptık, 3000 derneğin kavli, fiili dualarını arkamıza aldık, Mevlam lütuf buyurdu İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanımız tarafından reddedildi. Şimdi de o menfur sözleşmeden ileri gelen yasaların; ya kalkması ya da ıslahı için çalışıp çaba gösteriyoruz.
Gözlerindeki rahatsızlığa rağmen fevkel ade bir performans gösteren Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik beye hayırlı şifa dilemenin yanı sıra başarılar diliyorum.
İste sivil akıl budur. Onun için “Sivil Aklı küçümsemeyin!” diyor, her vatandaşımın ilgi ve kabiliyetine uygun bir ya da birkaç Sivil Toplum Kuruluşlarında yer almasını tavsiye ediyorum.
Bu ülke 85 milyon vatandaşındır. Kamu adına makamı, rütbesi, rolü ne olursa olsun tüm çalışanlar bu milletin hizmetkarlarıdır. Onlara yol göstermek, yardımcı olmak, denetleyici bir göz olmak bizim hem hakkımız hem vazifemizdir.
Bir önceki gün Diyarbakır Valimiz Muhterem Ali İhsan Su'yu nezaket ziyaretinde bulundum. Üye olduğum STK'ların ne yaptıklarıyla ilgili somut bir bilgi istedi, Ben, "ABİCİĞİM" diyerek başladığı o hoş sohbetini kesmemek için cevap vermek istememiştim. Onun için köşemde kısmen örnekler vererek sivil aklın önemini anlattım. Yazı uzamasın diye kısaca bir kaç örnek verdim, o kadar. İnşaallah kendisine ulaşır.
Başka türlü, sadece şikayet etmekle vakit öldürmüş oluruz.
Vesselam.
Eyüphan Kaya
muslumandunya.com sitesi İmtiyaz sahibi/Genel Yayın Yönetmeni