Camiler dünyanın dört bir yanında var olan Beytüllah’ın birer şubesi halk arasında bilinen vasfıyla Allah’ın evleridir.
Bizler bu dünyada Allah’ın evine sahip çıkarsak, o dergahın müdavimi olup, kıraat, rüku ve secdelerle Allah ile bağımızı diri tutarsak, Camilerin Rabbi bizi öteki dünyada sahipsiz bırakmaz diye düşünüyorum.
Hatem-ül enbiya Hz.Muhammed(sav) buyuruyor ki; “Bir insanın kalbi camiye bağlı ise imanının varlığına işarettir” peki bu hadise göre cami dostu kimseler mümin olduğuna göre cennet de müminler için yapıldığına göre bu iddiamın doğruluğunu desteklemiyor mu? Dolayısıyla diyorum ki; “Her camiye giden cennete gitmeyebilir, ama cennete gidenler camiye gidenlerdir” ruhu cami ile barışık olmayan bir insanın cennete gidebileceğine ihtimal verebilir miyiz?
Caminin önemini anlatan yaşanmış bir olay paylaşmak istiyorum;
Bizim köyümüzde(Hazro ilçesi Kırmataş köyü) Kal-ı Abas(Abas dede) adında bir Allah dostu varmış, şafak öncesi güm güm.. diye sesler duyunca herhalde şafak vaktidir haddadlar (demirciler) çalışmaya başladılar diye dışarı çıkmış, dışarıda ses yok, bir daha yorganı başına çekmiş yine aynı güm, güm… sesi, birkaç defa dışarıya git gel yapınca eşi Pira Ayşo(Ayşe nene) sormuş; “Abas hayırdır dışarı git gel yapıyorsun?” O da diyor ki; “başımı yastığa koyuyorum ses geliyor, dışarı çıkıyorum ses yok ben de şaşırdım”, eşi diyor ki; “keslan(tembel) herif o güm güm… sesi benim kalbimin sesidir, ben Allah’ı zikir ediyorum”. Abbas amca bundan çok müteessir oluyor ve Nasuh bir tövbe edip Rabbına yöneliyor, ama ilginçtir bir gece vakti eşini de yanına alıp köyün camisine gidiyor ve diyor ki; “ey Allah’ım ben namusunla birlikte evinin bahtına düşmüşüm beni af et, ben iyi bir Müslüman olarak yaşamaya söz veriyorum” bunun üzerine tasavvufa yönelen Abbas dede her geçen gün mana aleminde terakki ediyor, 150 yıl öncesinde yaşayan bu zat hala da halk arasında hayırla yad ediliyor.
Hem hiç düşündünüz mü neden mevtayı önce camiye götürüp ondan sonra kabristana defin ediyoruz? Çünkü Allah’ın evine götürüp Allah’tan af diliyoruz, ola ki Allah(cc) Rahman sıfatıyla onu mağfiret eder diye değil mi?
Cami deyip geçmeyelim, bu ümmetin çocukları caminin yolunu bulmadan iflah olamayız diye düşünenlerdenim.
Camiler;
İlim, irfan yeridir,
Sulh ve selamet yeridir,
Sosyal yardımlaşma ve dayanışma yeridir,
İstişare yerleridir.
Kalplerin huzura kavuştuğu mekanların başında gelirler.
Camiler birer sürekli eğitim merkezleridir.
Bu millet camilere bu düzeyde değer vermedikçe, bu gözle bakmadıkça huzur bulması mümkün değildir. Bazı fıkhi mazeretler dışında Cuma namazı Müslümanlar üzerinde farz olmasına rağmen Cuma saatinde milyonlarca Müslüman evladı sokaklarda dolaşıyorsa camiye gerekli ehemmiyeti vermediğimizden dolayıdır. Camileri kuru bir ibadet yeri yaptığımız için insanlar orada beklediğini bulamıyorlar. Bunun da vebali ağırdır, zaten o ağırlık üzerimize çökmüş vaziyettedir, bir türlü belimizi doğrultamıyoruz.
2013 yılında 10 gün kadar İsveç-Norveç’e gitmiştim. Kendimce çok yönlü bir gözlem yaptım.
Norveç devleti Cami ve Kilise derneklerine üye olan kimseler için üye başına aylık 20 avro ödeme yapıyordu, ben sordum neden böyle bir ihtiyaç hasıl oldu, bu desteğin amacı ne? Bana verilen cevap şu; vatandaşlarımız bu ibadethanelere gidince ruhen kendini daha güçlü his ediyor, hem mutlu oluyor hem de sosyal hayatın içinde verimleri artıyor.
Biz de Cami derneklerimizi federasyon ve konfederasyona çevirerek bu şekilde verimli birer manevi mekanlar haline dönüştürmeliyiz. Bu devasa yapıları sadece ibadet için kullanırsak, imam devlet memuru edasıyla camiye git gel yaparsa halımız böyle harap olacak. Şerefül mekani bil mekin(Yerin değeri o yeri işgal edenin kıymetiyle doğru orantılıdır) diye bir kelam-ı kibar var, yani caminin muvazzafları toplum nezdinde bir değer düzeyinde olurlarsa camilere ilgi de artar. Memuriyetimin ilk yıllarında imam-hatiptim cumadan cumaya köye gidiyordum, diğer vakitlerde müftülükte çalışıyordum, köylüler diyorladı ki hocam biz seni özlüyoruz.
Unutmayın cennetin yolu camiden geçer diyorum, hepinizi caminin asıl misyonuna sahip çıkmaya davet ediyorum. Zaman camilerle barışık olma zamanıdır.
Vesselam.
Eyüphan Kaya
muslumandunya.com genel yayın yönetmeni