İnsan yönetimi zor iş arkadaş, insanın olduğu yerde sorun var, sıkıntı var, bencillik var, zulüm var, haddini aşma var. Baksanıza 18 BİN alem arasında yüce Allah sadece insanlara uyarıcı, yol gösterici, peygamber göndermiştir.
İnsanlığın artık yaşamaya mecali kalmadığı sıkıntılı anlarda peygamberler gelmiş, hiç kimse diyebilir mi ki; “huzurlu bir hayat vardı, Allah bir peygamber gönderdi”, diyemez, çünkü sünetüllaha aykırıdır.Haşa Allah celle ve ala gereksiz işler yapmaz.
Bizim ülkemiz Allahuekber nidalarıyla, şehitlerin kanı ile düşmandan kurtulmuş, müslümanlara ait bir İslam devletiydi. Cebren ve hile ile devletin iskeletini oluşturan kurumlarımızı bir bir laiklik belası ile İslam’dan soyutladılar, ortada ne olduğu belirsiz bir devlet ve niteliği düşük bir vatandaş kitlesi kaldı.
Yüzyıllarca İslam’ın bayraktarlığını yapan Devleti Aliye-i Osmaniye’yi küçülte küçülte şu andaki Türkiye topraklarına hapsettiler, ancak burada da rahat bırakmadılar/bırakmıyorlar, küllerinden uyanmasın diye tepesinde duruyorlar. Kimi gariban Türk vatandaşlarımız üç kelimelik Türkçe uğruna İnanç, Kültür, Tarih ve Alfabesinden dahi vazgeçtiler.Fiilen direksiyonda Recep Tayyip Erdoğan gibi şerefli bir memleket evladı var diye kahrolanlar var. Kahrınızla geberin e mi? Kemalistler, Irkçılar ve Beyaz yakalı hırsızlar bu milletin canına okumaya devam ediyorlar.
Kemalizm belası!
Kemalizm ülkemizde İslam’a karşı savaş açtı, kıyam eden kimseleri de bir bahane bir hile ile yok etti. Bu gün İslam’ın kırmızı çizgileri bizim adımıza basılıyor, yasakları serbest bırakılmış, Mustafa Kemal’i de kalkan olarak kullanılarak bu işler yapılıyor. 5816 numaralı yasa Atatürk’ü eleştirme yasağından çok Kemalizmin eleştirilmesine engel oluşturuyor.
Hilafet kalktı, Papanın huzurunda el pençe duranlar “Halifeye ne gerek var?” deme densizliğinde bulunuyorlar.
İslam dini devletin referansı olmaktan çıkarıldı.
Bu ülkede genel evler açıldı, evlilik zorlaştırıldı, neslimiz kuruyor!
Faiz, Kumar, İçki, Zina serbest Allah’a meydan okunuyor.
Laiklik denen bir musibet var, icap ederse parmağınıza taktığını bir gümüş yüzük dahi laikliğe aykırı bir eylem olarak aleyhinize delil olabiliyor.
İslam hukukunun esamesini dahi okuyamazsınız… ve daha neler?
Irkçılık!
Bu ülkede Kemalist sistem terörist yetiştirdi, ben hatırlıyorum devlete baş kaldırma hadisesi öğrenci hareketleriyle okullardan başladı. Onlara “Talebe” diyorlardı.
Bir gün Diyarbakır’da bir Hakim Kulp ilçesine keşif için gidiyor, muhtar hazır olmayınca sözde eğitim öğretimin önemine vurgu yapmak için bir şeyler dile getiriyor.
Yaşı 70’in üstünde beli bükülmüş bir dede diyor ki:
-Ben de konuşabilir miyim Hakım beg,
Hakim bey;
-Tabi ki dede diyor.
Dede diyor ki; “vala iki oğlumu okula gönderdim biri dağda, diğeri de ceza evindedir, iyi ki üçüncüsünü göndermedim de bize bakıyor, Hakim bey!
İşte Kemalist eğitim tarzının yetiştirdiği insanın hali, sözün bittiği yer.
Bu korkudan dolayı evladı üzerinde titreyen vatandaşlar çocuklarını okullara gönderemiyordu, ayrıca ırkçılar da terörü besledi/büyüttü.
Bu ladini sistemde Türk ve Kürt ırkçıları yetişti, Türk ve Kürt ırkçıları birbirinin partnerleridir. Bu konuda yapılan zulümleri örneklerle anlatsam kitaplara sığmaz, benim gibi imanlı, edepli kimseler hala ovada hak adına konuşuyorlarsa ruhen çok güçlü ve sabırlı olmalarından kaynaklanıyor.
Beyaz yakalı hırsızlar!
Bunlar şeytani zekaya sahip, haya yoksunu, yüzüne tükürsen “Nisan yağmuru yağdı galiba” diyecek tarzda adi kimselerdir, bunlar devletin hazinesine göz koyan haramzadelerdir. Bunlar her partinin, her iktidarın etrafında fırıldak gibi dolaşan zevzeklerdir.
Baksanıza şerefli bir eda ile yola çıkan Ak Parti iki dönem bu halka güven veren daha sonra duraksama sürecini yaşayan, ancak hala da “bir umut”, denilerek millet ve memleket adına bir şeyler “yapsa yine Ak Parti yapar” dedirten bir parti durumdadır, ama “Devletin malı denizdir, yiyen ise domuzdur” ifadesinde geçen domuzlar görev başındadırlar.
İşte mesele bu kardaş!
Bu milletin bu devletin başında üç bela vardır;
*Kemalist sistem,
*Irkçılık,
*Beyaz yakalı hırsızlar.
Bu ülke bu üç beladan kurtulmadıkça düze çıkması çok zor.
Allah bize himmet etsin, kuvvet ve sebat versin.
Amin demeniz dileğiyle.