Toplumun sorunlarıyla uğraşmaktan keyif alacaksınız, başkasının hakkını savunmayı kendine dert edineceksiniz, nemelazımcı olmayacaksınız, zaman ve kabiliyetinizi bu sahaya harcayacaksınız, gerekirse aidat ve hibelerle cebinizden para da harcıyacaksınız…bu potansiyen sizde varsa siz de sivil toplumcu/uzmanı olmaya adaysınız demektir.
Bu vasıfları taşıyorsanız ve bunu bir derece kullanıp bir adım öne çıkmışsanız, bu konunun uzmanı olarak toplumda tanınıyor olabilirsiniz artık. Yoksa Sivil Toplum Uzmanı okulu yok, ancak hayatın tecrübesiyle oluşur.
Bu konuda bazı çalışmalarımı sizinle paylaşmak isterim;
1-2011-14 tarihleri arasında 3 yıl Diyarbakır küçük Millet Meclisi(DkMM)’yi koordine ettim. Yaptığımız iş belli bir disiplin dahilinde şehrin Sivil Toplum Kuruluşları yöneticilerini ve velikillerini bir araya getirmek ve aylık göndem değerlendirilereker meclisimizin ortak paydasını TBMM’ye gönderiyorduk. Meclis takvimine bağlı çalışıyorduk.
*2013 yılı 1,2,3 Mart tarihlerinede İzmir-Diyarbekir-İstanbul üçgeninde “Barış Üçgeni” adlı bir çalışma yaptık ve fikir ürettik.Bu konuda emeği olan ve kendisinin ifadesiyle ateist oluğunu söyleyen Şanar Yurdatapan’a Allah iman nasip etsin.
2-Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları kongresine gittim, fi tarihte İstanbul Gayrettepe Point otelde iki günlük uluslar arası STK konferansına katıldım.
*Bu kongre ile sivil toplum kuruluşlarının dünyada ne kadar ağırlığa sahip oldukları, neler yaptıklarını öğrendik.
3-Önemine binaen Dernekler Dairesi Başkanlığı sitesinde yayınlanan 9 makaleden biri acizane vatandaş olarak bana aittir.
*Bu makalemin yayınlanmasıyla şunu anladım ki bu sayfayda ehil olan yayınlar yer alır, bunun için bir ayı/dayı’ya ihtiyaç yok.
4- Yerel, Ulusal ve Uluslar arası 10-15 sivil toplum kuruluşlarına üyeliğim var,
*Şehrimin duyarlı insanına örnek olup, kendilerine medeni cesaret kazandırma açısından öncülük yaptım.
5-Üç tane stratejik araştırma merkezi ile işbirliği içindeyim.
TASAM, ASSAM, İNOSAM.
TASAM Çalışmalarından Dünya İslam Formu ve BM güvenlik konferansları,
ASSAM, Konfederal İslam Birliği çalışmaları,
İNOSAM ise ülkemizin geleceğini aydınlatan çalışmalarıyla dikkatimi cezb ediyor.Ayrıca İNOSAM başkan danışmanıyım.
6-Mazlum-Der Diyabakır şubesi kurucusu ve istişare üyesiyim, İnsan Hakları Cemiyetinin yönetim kurulu üyesi ve Genel Sekreteriyim.
*Bu iki dernek mensubiyetimle İnsan Hakları Aktivisti olarak çalışmalarım oluyor.
7-Memur ve Emekli Sendikaları Konfederasyonu(MESK) ve Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanıyım.
Biri diğerinden önemli bu iki oluşumun üzerimde ayrı bir ağırlığı var tabi.
Herhalde bir yazıda bundan fazla bir şey yazılamaz, sadece bu kadarlık saha çalışması dahi benim “sivil toplum uzmanı” olmam için yeter de artar.
Muhterem kardeşlerim, ben bu kadar ve daha fazla oluşumlara üye olup, gayret ederken siz kendinizi nasıl konumlandırıyorsunu orasını bilemem.
Üstat Bediüzzaman “zaman şahsi manevi zamanıdır” diyorsa bu işte bir hikmet olsa gerek. Unutmayalım Sivil Toplum Kuruluşları tam oturmadıkça hayata kalite getirmemiz hayli zor gözüküyor.
Ben bu kanaatteyim ve bu istikamette çalışmalarıma devam ediyorum, siz de “ya Allah” deyip hayatın bir kenarından tutun, şayet çalışıyorsanız daha iyi işler yapmaya gayret edin, elbetteki toplumda benden daha faydalı işler yapan da vardır, Türkiye Aile Meclisi Koordinatörü Adem Çevik gibi mesela, ama sayılarımız az diyebilirim. Bu kapasitede çalışan binlerce gönüllü olduğu gün beklenen aydınlığa emin adımlarla yaklaşmanın zamanı gelmiş demektir. Kıskanacaksanız gelin bu konuda kıskanın ve harekete geçin.
Bu ülke 85 Milyon vatandaşındır, muvazzaf kimseleri, çalışanları ilgisiz bırakmayın. Unutmayın makamı ve rütbesi ne olursa olsun tüm devlet çalışanları size hizmet etmekle yükümlüdür, onlardan hizmet talep edeceğinize, sakın ola huzurlarında döğmelerini iliklemeyin.
Arkanızda sizin düşüncelerinizi besleyen bir STK yoksa;
Siyaset sizi talan eder,
Bürokratlar size üstten bakar,
Militarist güçler de size üstten bakar,
Çık çıkabilirseniz bu çetrefilli hayatın içinden.
Eyüphan Kaya
Sivil Toplum Uzmanı