Sivil Toplum Güçlendirme Merkezi(STGM) Diyarbakır’da DİTAV’ın ev sahipliğinde 15 Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileriyle bir araya gelerek STÖ’lerin daha verimli çalışması için neler yapılabileceği konusunda görüş teatisine bir ortam hazırladı.
Hak temelli, kadın ve çocuk derneklerinin ağırlıklı olarak katıldığı bu toplantıda hemen hemen herkesin aktif olarak defalarca görüş beyan ettiği bu toplantıda faydalı bir çok fikir dile getirildi.
Dikkat çeken bazı fikirler şunlar oldu;
*Derneklerin yönetim kademelerinde yer alan kimselere zorunlu sertifika programlarına tabi tutulması.
*Derneklerin zaman zaman üyelerini bilgilendirme seminerlerini verdirmeleri,
*Zoom ve Meet vb. çevrim içi imkanlarından yararlanılarak toplantıların yapılası, ve sonuçlarının resmiyette kabul edilmesi, kongreler dahil tabi.
*Prefabrik de olsa her ilde Derneklerin Genel Kurul ve Seminer çalışmalarının yapabileceği bir Sivil Toplum Merkezinin olması.
*Avrupa örnekleri kadar Osmanlı’daki Cemiyetlerin de örnek alınarak, tecrübelerinden yararlanılması, Diyarbakır’da 1919 yılında bir Ombudsman edasıyla çalışan "İmdat Cemiyeti" varmış, İstanbul’da 1908 yılında kurulan Fukaraperver Cemiyeti hala varlığını sürdürüyor, İlim Yayma Cemiyetinin önemli çalışmaları var.
*Okullarda STÖ’lerin gerekliliği ve önemi bir eğitim öğretim yılı boyunca bir yada iki saat dersinin ortak dersler arasında uygun bir yılda olması, en azında kulüp çalışmalarına “Sivil Toplum Örgütleri” adıyla bir kulübün olması.
*Vatandaşların bir dernek aidatının devlet tarafından verilmesi ve bu konuda teşvik ve cesaretlendirmenin yapılması.
*Vatandaşların Dernekler hakkında bilgilendirmesi, “bana ne?” “sana ne?” vurdum duymazlığın toplumdan kalkmasının sağlanması.
*Dernek yöneticilerin saygın kimselerden olması, derneğe olan güvenin başında gelir.
*Dernek işleyişinin şeffaf olması, hem parasal durumu hem işleyiş tarzının başta üyelerine olmak üzere gerekirse kamuoyuna açık olmasının sağlanması.
*Mümkünse dernek başkanlarının uzun süre derneğin başında kalmaması, bazı dernekler neredeyse başkanlarının adıyla anılır duruma geliyorlar.
*Müstakil yerleri olan faal derneklere İş-Kur marifetiyle bir çalışanın görevlendirilmesi,
*Bazı duyarlı gençlerin bireysel olarak derneklerle ilgili eğitim çalışmalarına katılma imkanının verilmesi,
*Bir derneğin çalışmaları bir Bakanlığı ilgilendiriyorsa istişare düzeyinde dernekten faydalanılması.
*Dernek tüzüğünün toplumun inanç ve kültürel değerleriyle uyumlu olması,
*Benzer alanda çalışan derneklerden çok, farkındalık oluşturacak derneklerin kurulması,
*Engelli Dernekleri, Şehit-Gazi Gerneklerinin sayıca çoğalması bu sahada gerçekten çalışan derneklerin değerini düşürmektedir.
*Sivil Toplum Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünden müteşekkil bir Bakanlığın oluşturulması.
…ve benzeri fikirler dile geldi.
Bu çalışmanın ciddiyetine inanan biri olarak "STGM kalite peşinde" demek içimden geldi.
Unutmayalım bu ülke 85 milyon vatandaşındır, Cumhurbaşkanından tutun bir kurumun hizmetlisine kadar hepsi çalışanlarımızdır, onların üzerinde hem bir göz olacağız, hem de işlerini kolaylaştıracak tarzda onlara destek vereceğiz.
Vesselam.