Sayıları kaçtır bilemiyorum, ama ortalık Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığından geçilmiyor.
Bu danışmanlık sisteminin iki sakıncası var, biri havası var, diğeri ise parası. Bu iki durum danışmanlık müessesini işlevsiz hale getiriyor.
Nasıl derseniz buyur örneklendireyim,
Ülke sorunları olduğu gibi durduğuna göre demek ki bu müessese iyi çalışmıyor.
*Kürt meselesi konusunda işe yarayan bir proje ortaya koyan yok,
*100 yıl sonra celladına aşık gibi ülkenin geleceğini Kemalist sisteme bağlanmaya çalışılıyor,
*Gençlik politikaları adına bir proje üretilemedi,
*Talim terbiyemize kayda değer bir çeki düzen veremedik,
*Sosyal devlet anlayışına elle tutulur bir değer kazandıramadık,
*Ülkemizde suç işleme oranı hayli yüksek, bir o kadar da çeşitli,
*Emeklilerimiz mutlu değil,
*Çocuklarımız için parlak bir gelecek tasarlayamadık,
*Siyasete kalite kazandırarak “siyaset iyi insanların işidir” dedirtemedik,
Varsa yoksa hastaneler, yollar, İHA/SİHA…
Peki bu kadar sorunlar yerinde duruyorsa bu danışmanlar ne işe yarıyor? Zaten bir işe yaramıyorlar, onun için hepsini azletmek ve yerine parasız pulsuz çalışan, doğru bildiğini dile getirmekten çekinmeyen kimseler lazım diyorum.
Bazı danışmanları, söz ve davranışlarından şikayetçiyim arkadaş!
Birçok danışmanın telefonu bende var, zaman zaman bazı önemli paylaşımlarda bulunuyorum kendileriyle, Allah için bir gün bana dönen olmadı. Yahu insan bir Aleyküm esselam der. Allah var, Binali Ağaç adında bir bey efendi var, onu CB Danışmanı olarak bana tanıttılar, çoğu zaman cevap veriyor ama “istisna kaideyi bozmaz” diyorlar.
Demek ki, CB’nin işini yapan üç-beş danışmanı dışında hepsinin işine son vermek lazım. Nitelikli, gönüllü sadece görevlendirildiği zaman harcırah tahsis edilen kimselerden danışman seçmek lazım.
Yeri gelmişken Cumhurbaşkanı Güvenlik Politikalarından Sorumlu Eski Baş Danışmanı merhum Adnan Tanrıverdi Paşayı da rahmetle anıyorum. O problemleri örtbas etmezdi, çözümü için proje üretirdi.
Bakın “Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu” da öyle, bir çok yerden maaş alan kimselere bir de istişare için para verirseniz vatandaş size dua etmediği gibi, orada dile gelen fikirler de yavan olur, çünkü bu işin ihlası kalmaz. Tabir yerindeyse birilerine para tahsis etmek için oluşan bir kurul durumuna düşüyor.
Ben vatandaş olarak uzaktan bunu böyle değerlendiriyorum, eğer birileri dese ki, sen kimsin, devlet büyüklerine akıl veriyorsun?
Bilsin ki;
Ben Türkiye Cumhuriyetinin “marka” vatandaşıyım; Bilgiliyim, İmanlıyım, Cesurum… Ülkemin yönetim tarzı hakkında söz söyleme hakkımın olduğunu biliyorum. Bu yazıyı yazmak bile hem hakkım, hem vazifemdir.
Son defa söylüyorum, bu danışman ekibiyle yeni yüz yıla şekil veremezsiniz, bu ülke için misyon ve vizyon gerek, benden söylemesi.
Selam ve selametle kalın.