Takva temalı, haya ile süslemeli okunan geçen Cuma Hutbesi tamamen tarafsız, hakkaniyete uygun, insanın içini rahatlatan bir hutbeydi. Emeği geçenlerden, okumasına ruhsat verenlerden Allah razı olsun. Hakkı bu şekilde güzel bir şekilde dillendireceksiniz, uyan uymayan üzerinde zaten kimsenin bir müeyyide uygulayacağı yok. Ama hakikatler bilinsin, insanların bir kısmı bazı gerçekleri bilmiyor ve yaşadığı halini İslam ile örtüştüğünü sanıyor, günahlar arasında her geçen gün yuvarlanarak bir adım daha cehenneme yaklaşıyor. Mesela avret yeri açık olan bir kadın ya da erkek çarşı pazar gezdiği sürece daima günah kazandığını bilse acaba böyle gezmeye devam eder mi?
Geçen Cuma Diyanet Hutbesi Kadın ve Erkeklerin avret yerleri ile ilgili İslam dininin ortaya koyduğu sınırı eğip bükmeden, mübalağa etmeden, bir başkasına hakaret etmeden dile getirdi. Belki de ilk defa bu kadar hakkaniyete uygun bir hutbe dinler oldum, ya da bana öyle geldi. Hakkı hakikati insanlara söyleyeceksiniz, kendileri uyar uymaz onların bileceği iştir. Diyanet de bu sorumlulukla bir hutbe irad etti.
Erkeklerin avret yeri diz ile göbek arası, kadınların ilse yüz, eller ve ayaklar dışında vücudunun tamamı avrettir. Diyerek bir hakikate işaret etti.
CHP’nin genel başkan yardımcılarından X-Y adlı bir zerzevat bir basın açıklaması yaparak, Diyanet Reisini hedef aldı, söylemedik laf bırakmadı, sanki Diyanet Reisi kendi kafasından bir yorum geliştirmiş, başkasına hakaret etmiş ya da kadınlar dışarı çıkmasın demiş.
İsteyen istediğini giyer, kimse kadını evde hapsedemez, burası Atatürk’ün kurduğu cumhuriyettir vesaire. Sanki hutbede kadın evden çıkmasın ifadesi geçmiş.
Haydi oradan teneke herif, bir de vekilmiş, sizin modanız geçti, siz tek iktidar döneminde elinizden geleni zaten yaptınız, Fullbright anlaşmasıyla 1950’lerde talim terbiyeyi, eğitim öğretime dönüştürerek ABD’ye teslim ettiniz, maalesef Anadolu insanının mayasını bozmak için elinizden geleni yaptınız.Daha ne istiyorsunuz? Benim eşim de haftanın en az üç/dört günü dışarı çıkıyor, ama tesettür içinde çıkıyor, kemali edeple gidiyor, sevapla dönüyor.
Bu ülke ne zamana kadar esaretinizde kalacak? Bu ülke 85 milyon vatandaşındır, sayenizde caminin yolunu kaybetmiş, mazlum, mağdur Anadolu insanlarınındır. Bari sesinizi çıkarmayın fazla kabahatiniz açığa çıkmasın.
Kadın vatandaşlarımız alttan üstten soyununca sizin insi ve cini şeytan arkadaşlarınız sizinle birlikte memnun oluyor değil mi? siz de “Müslüman kadını üryan ettik, her geçen gün eteği yukarı çekiyor, yakında memeleri de görünecek” diye aranızda kıs kıs gülüyorsunuz herhalde.
Kadının çıplaklığı moda dünyasına, kozmetik ticaretine ve kuafurlara müşteri topluyor, beyaz kadın ticaretine alan açıyor, dolayısıyla örtünme birilerinin hesabına gelmiyor galiba, ayrıca röntgencilik yapanların de bakış sahaları azalıyor, yoksa bu tür kimseler sizin bu konuşmalarınıza sponsorluk mu yapıyorlar.
Yarı çıplaklıkla ilgili çarpıcı bir anekdot aklıma geldi.
Rahmetli Diyarbakır vekili Fehmi Uyanık’ın babası Ahmet Uyanık adında Silvan’lı bir müftümüz Ege’de bir ilçede müftüymüş, ilmiyle, nüktedan konuşmalarıyla “bilge bir insandır” diye ismi yayılıyor. Kendini bilmez bir Albay diyor ki, “ben bu gün ona bir soru soracağım, cevap veremeyecek ve mahcup olacak, o bilgeliği de ortan kalkacak?” Eşi itiraz etse de bu ısrarla inatla bildiğini okuyor.
Kolunda dekolte giyinmiş karısıyla birlikte rahmetli Uyanık hocaya yaklaşıyor ve diyor ki “Müftü efendi size bilge hoca diyorlar, benim de sana bir sorum olacak”, Müftü Uyanık “buyur beyefendi” der. Albay diyor ki “benim karım hamile acaba hamli erkek mi, kız mı?” Uyanık hoca tereddüt etmeden cevap veriyor “hamli erkektir”. Albay soruyor “nereden bildiniz?” Uyanık hemen cevap veriyor “baksanıza alttan bıyıkları çıkmış.” Bu cevap karşısında eşinden de azar işiten Albay pis pis oradan uzaklaşıyor. Her halde bu vekil de bu Albayın genlerini taşıyor ne dersiniz? Kimisi diyecek ki hadise aşırı müstehcen oldu, vallahi teşhircilik bundan daha kötüdür.
Şayet teşhircilikle hayatın huzurunu kaçıran kadın Müslüman ise bilsin peygamber(sav) “Allah'ın laneti giyinik çıplakların üzerine olsun” diye beddua etmiş,
Yüce Allah(cc) Kur’an-ı Kerimde bir kısım kadınları “meyyilatün mümmilat(hem başkasının dikkatini kendine çekiyorlar hem kendileri başkasına teşhircilikle sıkıntı veriyorlar)” deyip tenkit etmiş.
Şunu da bilmek lazım ki altı üstü açık olarak çarşı pazar dolaşan bir kadın dışarıda olduğu sürece daima günah kazanıyor, onun bu tarzına rıza gösteren sorumluları; eşi, anne babası vs. günah kazanıyor, ona bakan erkelerin de kendileri günah kazandığı kadar kadın da günah kazanıyor.
Birkaç yıl önce bir Papa Hıristiyanlara hitaben konuşurken “bizim kızlar haç taksınlar, artık Müslüman kızları giyim kuşam açısından bizimkilerini geçti, bari bizimkileri tanıyalım” bu hiç mi hiç Müslüman kadınları düşündürmüyor? Bu böyle değil diyen tek bir tane mümin ilim erbabı bulamasınız, çünkü bu tereddütsüz bir gerçektir.
Peki bu durumda bir kadın kimi memnun etmek için süslene püslene ortada dolaşıyor? Ben iddia ediyorum gavur kızları kadınları bu kadar aşırı çıplak gezmiyorlar, bu sözde Müslüman kızları da günah işleye işleye, Allah’a meydan okuya okuya sonunda küfre gidecekler, çünkü günah yerinde durmaz.
Behey aklı kısa yarı çıplak mahluklar! hiç erkeklerin neden yarı çıplak gezmediğini ama kadınları da çıplaklığa teşvik ettiklerini sormak, düşünmek akılınıza gelmiyor mu?
Bu günleri görmez olaydım, Müslüman kızı/kadını bu kadar mı ucuz oldu?
Hey dünya hey!
Eyüphan Kaya
musluamndunya.com.tr genel yayın yönetmeni